Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ve talep ederim.
ÖSYM eliyle yapılan Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavında (TUS) adayların, tıp alanındaki temel kavram, ilke ve yöntemleri tanıma, kavrama; bu kavram, ilke ve yöntemler ile düşünme ve bunları belli durumlara uygulama yetilerini yoklayan sorular bulunmaktadır. Sabah Temel Bilimler Testi (120 soru), öğlen Klinik Bilimler Testi (120 soru) olmak üzere bir günde uygulanır. TUS’un amacı bu sınav sonucuna göre tıpta uzmanlık eğitimine kabul edilecek adayları seçerek tercihlerine göre mevcut kontenjanlara yerleştirmektir. Aldığı nitelikli tıp eğitimini uzmanlık eğitimi ile sürdürmek isteyen çok sayıda hekim bu sınavlarda ter dökmektedir. Ülkemizde tıp alanının kalitesinin artması ve modern tıp bilimlerine aşina hekimlerin yetiştirilebilmesi için de TUS ayrı bir öneme sahiptir. Ancak 24 Şubat 2019 tarihinde yapılan TUS birçok şaibeli duruma yol açmış, hekimler arasında ve kamuoyunda soruların FETÖ’nün egemen olduğu zamanlardaki gibi sızdırıldığı endişelerini yaratmıştır.
Bilindiği üzere, ÖSYM, AKP öncesinde toplumun en çok güven duyduğu kurumların başında gelirken günümüzde hatalı sorular, sızdırılan sınavlar, cemaat evlerinde ezberletilen sorular ile adından söz ettirir olmuştur. ÖSYM’nin eski başkanlarından ve 2010 KPSS skandalının baş aktörlerinden olan Ali Demir’in FETÖ’den yargılanması da yine kamuoyunun bilgisi dahilindedir.
2010 KPSS skandalının ardından göstermelik güvenlik tedbirleri açıklayan ÖSYM adayların sınav binasına üzerinde marka etiketi olan su şişesini sokmalarına dahi izin vermeyerek kopyanın önüne geçtiklerini iddia etmiştir. Ancak son TUS’un ardından yaşananlar bir kez daha sınavlarda salon içerisinde yaşandığı iddia edilen kopya işlemlerinden ziyade soru sızdırılması vakalarının önüne geçilmesi gerektiğini gözler önüne sermiştir.
24 Şubat 2019 tarihinde yapılan son TUS soruları 26 Şubat 2019 tarihinde, saat 16:20 civarı adayların erişimine açılmıştır. Ancak ÖSYM’nin soruları erişime açmasından önce 26 Şubat 2019 tarihinde, sabah saatlerinde TUS’ta yer alan 240 sorunun tamamı, eksiksiz, hatasız ve sınav kitapçıklarında yer aldığı şekli ile internet ortamında dolaşıma girmiş, çeşitli toplu mesajlaşma uygulamalarında paylaşılmaya başlanmıştır. TUS’ta ter döken ve emeklerinin karşılığını almak için heyecanla bekleyen hekimlerin iddialarına göre mesajlar sınav bitiminden yaklaşık bir saat sonra gönderilmeye başlamıştır. Bu da sınav kitapçıklarının ve dolayısıyla TUS sorularının gerektiği gibi korunamadığını ve sınav öncesi sızdırıldığı iddialarını güçlendirmektedir. İddialarda bahsi geçen bir özel eğitim kurumu da soruları pazar akşamı paylaştığını kabul ederken bu detaylı ve ezberlenmesi insan aklı ile pek mümkün olmayan teknik ayrıntılar içeren soruların hocaları tarafından ezberlendiği savunmasını öne sürmektedir.
15 Temmuz’un ardından Ankara Bilkent’teki ÖSYM’nin soru hazırlama odasından, Etlik’teki Turgut Özal Üniversitesi’ne gizli elektronik hat çekildiği ve bu hat ile sınav soruları hazırlandığı anda FETÖ’ye ait bu üniversitedeki bilgisayara aktarıldığı ortaya çıkmıştı. Yaşanan son skandal, kamuoyunda “Bu sefer de AKP’nin göz yumduğu yeni cemaatler mi ÖSYM’ye hat çekti?” sorusunu akıllara getirmiştir. Bu çerçevede;
1. 24 Şubat 2019 tarihinde gerçekleştirilen TUS’a ilişkin olarak kamuoyu vicdanını derinden yaralayan bu şaibeli duruma ilişkin olarak herhangi bir idari ya da adli soruşturma başlatılması düşünülmektedir?
2. İnsan aklı ile ezberlenmesi mümkün olmayan soruları hocalarına ezberlettiğini iddia eden özel eğitim kurumunun TUS sorularını nasıl elde ettiğinin açığa çıkması için ihbar ya da şikayette bulunulması düşünülmekte midir?
3. 2002 yılından bugüne dek ÖSYM’nin şaibe karışmamış tek bir sınav dahi gerçekleştirememiş olması ÖSYM içerisinde ciddi bir denetim mekanizmasının işletilemediğinin göstergesidir. Son TUS skandalının ardından ÖSYM’ye yönelik olarak ciddi ve gerçekçi bir denetim mekanizmasını yürürlüğe sokmayı düşünüyor musunuz?
4. İlgili sınavda herhangi bir organize kopya ve usulsüzlük eyleminin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini ve sınav sorularına sınav öncesinde ulaşılıp ulaşılmadığını tespit etmek amacıyla başlatılmış bir inceleme ya da soruşturma mevcut mudur?
5. Hekimlerimizin eğitim süreçlerinde yaşanan böyle bir skandalı açıklığa kavuşturmak ve sorumluları cezalandırmak için neler yapmayı düşünüyorsunuz?