Batı Nil Virüsü sivrisinekler tarafından bulaştırılan, grip benzeri semptomlarla seyreden bazen sinirsel bozukluklara neden olabilen, vakaların %1’inden azında ölüme yol açabilen bir hastalıktır. İnsanların yanı sıra pek çok memeli hayvan türüne de kolayca bulaşabilen arbovirüs grubunda yer alan ve nörotropik özelliğe sahip Batı Nil Virüsü, santral sinir sistemini etkileyerek menenjit, ensefalit ve ataksi gibi pek çok nörolojik hastalığa neden olabilir. Yüksek ateş, uyuşma, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, ishal ve gastrointestinal semptomlar gibi pek çok belirtinin eşlik ettiği bir hastalıktır. Hastalık etkeninin asıl konakçıları kuşlardır. Sivrisinekler kuşlardan aldıkları virüsü insanlara ve bazı hayvanlara bulaştırmaktadırlar.
Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalara göre Temmuz 2019’da İstanbul Avcılar’da dört vatandaşta Batı Nil Virüsü (BNV) enfeksiyonu tespit edilmiştir.
Kasım 2019’da Tekirdağ Muratlı’da bir vatandaş ağaçtan kopardığı incir üzerinde bulunan büyük bir sivrisineğin ısırmasından hemen sonra fenalaşmış; Namık Kemal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nden enfeksiyon hastalıkları uzmanı doktor Mustafa Doğan, tedavisini üstlendiği hastanın Batı Nil Virüsü nedeniyle hayatını kaybettiğini söylemiştir.
5 Ocak 2020 tarihinde önce bir sosyal medya sitesinde, sonra da televizyon kanallarında İstanbul Beylikdüzü Çamlık Koruluğu’nda ağaçlık alanda yüzlerce karga ve sığırcık ölüsü bulunmuş, sonraki günlerde de bu ölümler devam etmiştir. Kuş ölümlerinin sebebinin batı nil virüsü veya kamuoyunda kuş gribi olarak bilinen H5N1, H5N8 veya türevleri olabileceği yorumları yapılmaktadır.
Yine Beylikdüzü’nde iki çocuğun influenza sebebiyle hayatını kaybettiği de açıklığa kavuşturulması gereken iddialar arasındadır.
Hastalık sivrisineklerin yaşama alanları ve kuşların göç yolları üzerinde olan bölgelerde görülebilmektedir. Küçükçekmece gölü kıyısı kuşların göç yolu üzerindedir. İstanbul’da Yeşilkent, Haramidere, Altınşehir ve başka yerlerde de olduğu gibi, altyapı eksikliği nedeniyle derelerin büyük bir kısmı ıslah edilmemiştir. İrili ufaklı birçok sanayi kuruluşunun atıkları ve evsel atıklar kontrolsüz olarak üstleri açık bir şekilde akan bu derelere bırakılmaktadır. Bu durum ise Batı Nil Virüsü’nü taşıyan sivrisineklerin üremesini kolaylaştırmaktadır.
Bu çerçevede;
- Türkiye’de son 5 yıl içerisinde görülen Batı Nil Virüsü ve benzeri içerikteki vaka sayısı kaçtır? Ölümle sonuçlanan vaka var mıdır? Sayısı kaçtır?
- 2019 yılı içerisinde ve 2020 yılının Ocak ayı itibariyle influenza nedeniyle hayatını kaybeden vaka sayısı kaçtır?
- Temmuz 2019 İstanbul Avcılar, Kasım 2019 Tekirdağ Muratlı ve Ocak 2020 Beylikdüzü vakaları için herhangi bir bilimsel araştırma yapılmış mıdır? Yapıldıysa araştırma sonuçları nelerdir?
- Sivrisinekle mücadele için kullanılan biyosidal ilaçlar konusunda gerekli denetimler yapılıyor mu?
- Kullanılan ilaçlar konusunda sivrisinekler direnç geliştirmiş olabilir mi?
- 10 yıldır aynı içerikteki ilacın kullanıldığı doğru mudur? Sağlık Bakanlığı kullanılan ilaçlar konusunda bilgi sahibi midir?
- Sivrisinekle mücadele için ilgili bakanlıklar (Sağlık Bakanlığı, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı), meslek kuruluşları (veteriner hekim odaları, tabip odaları), üniversiteler ve belediyelerle ortak çalışmalar yürütülmekte midir?
- Ülkelerinde yaşanan iç savaş nedeniyle göç etmiş olan insanların yoğun olarak yerleştiği bölgelerde çocuk sayısının da fazla olduğu gerçeğinden hareketle standart dışı bir salgın hastalıklarla mücadele programı uygulanacak mıdır?