IŞİD terör örgütü ile ilgili alınan istihbarat bilgilerine ilişkin

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan “DEAŞ, Türkiye içerisinde son 2,5-3 yılda hiç olmadığı kadar hareketli” açıklaması kamuoyunda ciddi bir tedirginlik ve tepkiye yol açmıştır. 31 Mart 2019 seçimlerinde İstanbullular tarafından seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının elinden alınması ve seçimin 23 Haziran’da tekrarlanması kararının hemen ardından yapılan bu açıklama AKP’nin tek başına hükümet kuracak sayıya ulaşamadığı 7 Haziran 2015 seçimleri ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında ülkemizin yaşadığı karanlık ve terörize edilmiş seçim sürecini hatırlatmaktadır. 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç’ta IŞİD eliyle gerçekleştirilen saldırıda 33 canımızı kaybederken 10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen Gar Katliamı’nda 107 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

10 Ekim katliamının ardından hazırlanan müfettiş raporlarına göre IŞİD tarafından gerçekleştirilen saldırı istihbarat ve Emniyet tarafından bilinmekteydi. Katliam günü dahil olmak üzere Ankara Emniyeti’ne gönderilen 66 istihbarat raporunun içerisinde intihar bombacısı Yunus Emre Alagöz’ün ismi dahi yazıyordu. Katliamların ardından gerçekleşen mahkeme sürecinde incelenen dinleme kayıtlarına göre, Suruç katliamını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz ile Yunus Emre Alagöz’ün kanlı eylem ve katliamlara hazırlandıklarının tespit edildiği ancak önlenmedikleri ortaya çıkmıştır. Bu karanlık sürecin aydınlatılmasını hedefleyen araştırma komisyonu kurulması önerilerimiz de AKP tarafından reddedilmiştir.

Türkiye tarihinde yaşanan en büyük katliamın ardından dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından söylenen “Şimdi Ankara’da ki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz oylarımızda bir yükseliş trendi var” ifadesi de yaşanan bu karanlık sürece ilişkin akıllardaki soru işaretlerini arttırmıştır.

Yine 7 Haziran öncesi Recep Tayyip Erdoğan tarafından ifade edilen “400 vekil verin, bu iş huzur içinde çözülsün” açıklaması ile 7 Haziran sonrası söylediği “400 milletvekili alınsaydı durum bugün çok farklı olurdu” açıklaması da hafızalardaki yerini korumaktadır.

2018 yılı içerisinde basına yansıyan haberlere göre IŞİD saflarında silahlı faaliyet yürüten ve arananlar listesinde 1 milyon 500 bin TL ödül ile mavi listede bulunan Ayşenur İnci isimli terörist 15 Aralık tarihinde Habur sınır kapısında güvenlik kuvvetlerine teslim olmuş, çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmıştı. Ayşenur İnci’nin kamuoyundan gelen tepkilerin ardından tekrar tutuklanması vatandaşlarda “IŞİD’ler ellerini kollarını sallayarak aramızda gezebiliyor” paniğine sebep olmuştur.

Yakın geçmişimizde AKP’nin siyasi iktidarı kaybetmesinin ardından yaşanan böyle bir tablonun ardından AKP’nin İstanbul seçimlerini kaybetmesinin ardından bizzat İçişleri Bakanı tarafından yapılan “IŞİD hareketliliği” açıklaması alınan istihbaratlar üzerine gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı sorusunu da beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede;

  1. İçişleri Bakanı tarafından yapılan IŞİD hareketliliği açıklaması “İstanbul’u verin, bu iş huzur içinde çözülsün” anlamına mı gelmektedir?
  2. Ülkemizde IŞİD tarafından bir hareketlilik yaşandığı yönünde alınan istihbaratlara ilişkin, 7 Haziran – 1 Kasım arası yaşanan vahim tablonun bir kez daha yaşanmaması için bu sefer gerekli tedbirlerin alınması düşünülmekte midir?
  3. Suruç ve Ankara katliamları öncesinde yapılan dinlemelerde kanlı faaliyetlerin planlandığı tespit edilmiş ancak önlenmemişken, bugün itibariyle dinleme ya da başka istihbarat yöntemleri neticesinde öngörülen ya da tespit edilen başka kanlı faaliyet ya da katliam tehlikeleri bulunmakta mıdır?
  4. 7 Haziran sonrası IŞİD eliyle gerçekleştirilen saldırılar öncesinde IŞİD faaliyetlerine ilişkin çok sayıda rapor ve istihbaratın mevcut olduğu düşünülürse, bu istihbaratların gerektirdiği tedbirleri almayan sorumlular hakkında herhangi bir idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatıldı ise nasıl sonuçlanmıştır?
  5. Şimdiye dek kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri listelerde yer alırken yakalanan ya da kendiliğinden teslim olan IŞİD mensubu teröristlerden Ayşegül İnci gibi serbest bırakılan ve hali hazırda serbest bir şekilde sokaklarda dolaşabilen IŞİD ve diğer terör örgütlerine mensup kişiler var mıdır? Varsa isimleri nelerdir?

https://www2.tbmm.gov.tr/d27/7/7-13303s.pdf