Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlere ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, “6 Şubat Depremi asrın felaketi değil; adeta insan eliyle yaratılan bir kıyamettir” dedi
Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilimizi etkileyen depremlerin ardından bölgede bulunan CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker’den ortaya çıkan manzaraya ilişkin değerlendirme geldi. Şeker, “6 Şubat Depreminden 12 saat sonra Hatay’daydım. 10 gün boyunca başta Antakya ve Defne olmak üzere enkaz kaldırma ve yardım çalışmalarına destek vermeye çalıştım. Değerlendirmelerimi içeren raporu Genel Merkezimize teslim ettim. Dünden yeniden Hatay’dayım. Barınma sorunu hâlâ çözülebilmiş değil. Çadır ve konteyner ihtiyacı devam ediyor. Bugünü ve sonrasını paylaşmadan önce 6 Şubat depreminin ilk 10 günü ile ilgili değerlendirmelerimin sonuç bölümünü paylaşmak istiyorum. Türkiye doğudan batıya, kuzeyden güneye aktif fay hatlarının yer aldığı bir deprem bölgesidir. Bilim insanları depremle ilgili sürekli olarak incelemeler, araştırmalar yapmakta ve uyarılarını sürdürmektedir. Hatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Ali Utku Şahin 2020 tarihli Afet Yönetimi ve Planlaması Perspektifinden Türkiye Afet Müdahale Planının Değerlendirilmesi başlıklı makalesinde Hatay’la ilgili olarak en kötü senaryo başlığıyla 2022 yılında olabilecek Antakya merkezli 7,5 şiddetli bir depremin sonuçlarını bir tablo halinde yayınlamıştır” dedi.
Sorumlulukların üstünü örtüyorlar
AK Parti iktidarının sorumluluklarının üstünü örtme gayretinde olduğunun altını çizen Şeker, “Ortada bunca bilimsel veri, bilim insanları tarafından yapılmış onca çalışma ve uyarı varken, bunların hiçbirini dikkate almayıp, görmezden gelmek onbinlerce insanın enkaz altında kalarak hayatını kaybetmesine, yüzbinlerce insanın yaralanmasına, milyonlarca insanın hayatı boyunca unutamayacağı travma yaşamasına, deprem bölgesinde yaşayan milyonlarca insanın yaşadığı yeri terk etmesine, ülke ekonomisinin büyük zarara uğramasına yol açmıştır. 6 Şubat Depremi “asrın felaketi” adı altında sunularak yerel ve merkezi yöneticilerin sorumluluklarının üzeri örtülmeye çalışılmaktadır. Bilim insanlarının yıllardır yaptığı uyarıları dikkate almayan, kurutulan Amik ovasına tüm uyarılara rağmen havalimanı inşa eden, hazırladığı yarım yamalak imar planlarına bile uymayan, rant uğruna birinci sınıf tarım arazilerini betona boğan anlayış dikkate alındığında 6 Şubat Depremi asrın felaketi değil; adeta insan eliyle yaratılan bir kıyamettir” diye konuştu.
Yasal düzenleme şart
Güvenli yapıların inşası noktasında yasal düzenlemenin şart olduğunu da anlatan Şeker, “Başta deprem bölgeleri olmak üzere tüm ülkede riskli kamu binaları, konut ve işyeri yapı stoğunun yenilenmesi, deprem karşısında güvenli yapılar haline getirilmesi gerekmektedir. Riskli alan dönüşümünde konut sahiplerinin sonsuz talepleri, metrekare pazarlıkları, müteahhitlerin yüksek kâr hırsı, belediyelerin bürokratik engellemeleri dönüşümü bazen imkansız hale getirmektedir. İnsan hayatını önceleyen ve riskli yapıların hızla güvenli yapılara dönüşümünü sağlayacak yasal düzenleme yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat Depreminden 12 saat sonra Hatay’daydım. 10 gün boyunca başta Antakya ve Defne olmak üzere enkaz kaldırma ve yardım çalışmalarına destek vermeye çalıştım. Değerlendirmelerimi içeren raporu Genel Merkezimize teslim ettim. pic.twitter.com/StSSnUGX8A
— Ali ŞEKER (@draliseker) February 23, 2023
İşi ehline bırakın
Hatay başta olmak üzere yıkılan şehirlerin yeniden inşasına dikkat çeken Şeker, “17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden üç yıl sonra 2002’de iktidara gelen ve TBMM’de istediği her türlü yasayı çıkarma gücüne sahip AKP, depremi görmezden gelmektedir. 6 Şubat depreminde resmi rakamlara göre şimdilik resmi olarak bildirilen 42 binin üzerinde insan hayatını kaybetmişken, insanlar arasında ölü sayısının çok çok daha fazla olduğu konuşulurken, İçişleri Bakanı’nın “biz İstanbul depremine hazırlanıyorduk” açıklaması yüzsüzlüktür, aymazlıktır. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin altında kalanların beklenen büyük İstanbul depreminde yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Kent neredeyse tamamıyla yıkılmışken AKP’li milletvekillerinin ellerine geçirdikleri haritalar üzerinden “şuraya şu kadar bin konut, buraya bu kadar bin konut yapacağız” propagandası akıl dışıdır. Deprem konutları Van’da olduğu gibi yurttaşa yapılmamakta, müteahhitlere yaptırılıp yurttaşa satılmaktadır. Hatay yeniden kurulmaya muhtaçtır. Ancak birinci derece deprem kuşağında ve tarım arazileri üzerinde kurulmuş olan kentin yeniden nasıl var olacağı jeologların, mühendislerin, şehir plancılarının; yani bilimin, aklın işidir. Hatay’ın zamana ve bilime ihtiyacı vardır. İktidar işi ehline bırakmalıdır” şeklinde konuştu.
Dayanışma yaşatır
Dayanışmanın olmazsa olmaz olduğunu da belirten Ali Şeker, “6 Şubat depreminin 15’inci gününde yaşanan Defne ve Samandağ merkezli 6,4 ve 5,8 şiddetindeki bağımsız depremler sonucunda Hataylıların deprem travması daha da büyümüştür. Hataylıların daha fazla ve daha uzun süre dayanışmaya ihtiyacı olacaktır. İktidar mevcut fay hatlarını yok sayıp hiçbir önlem almadığı gibi, felaketler karşısında dayanışma gösteren gönüllülerin ve halkın arasına kutuplaşma ve siyasi fay hatları inşa etti. 6 Şubat depreminde de bu tutumundan geri adım atmadı. Deprem sonrası dayanışma gösteren kişi ve kurumların yardımlarının hedefe ulaşması önünde yarattığı engeller yardımların miktarını azalttı. Ülkemizin her yerinden insanlar deprem bölgesindeki insanlara yardım edebilmek için dayanışma göstermektedir. Onların bu duygularını istismar etmeden deprem bölgesi ve depremzedelerle dayanışma içerisinde olmak için çaba gösteren insanlarımız arasında bağ kurmak zorunludur. Yapılan ve yapılacak her türlü engellemeye rağmen halk dayanışmasının daha uzunca bir süre devam etmesi ve gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlamak partimizin ve belediyelerimizin en önemli görevi, vicdani ve insani sorumluluğudur. Unutulmamalıdır ki dayanışma yaşatır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Gazete Damga