39 kişinin ölümüne neden olan Reina katliamının ilk duruşması görüldü. 11 buçuk ay sonra hakim karşısına çıkan Reina saldırganı, savunma yapmadı.
Cansu PİŞKİN/Evrensel
Yeni yıl gecesi 39 kişinin ölümüyle, 79 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Reina katliamına ilişkin 51’i tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. IŞİD’in üstlendiği Reina katliamını gerçekleştiren Özbek asıllı Abdülkadir Masharipov, 11 buçuk ay sonra çıkarıldığı mahkemede, Türkiye yasalarını bilmediği ve avukatıyla görüşemediği gerekçesiyle savunma yapmadı.
Silivri Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen duruşmada 51’i tutuklu 54 sanık ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Reina katliamı sırasında yaralanan bir kısım müştekiler ile avukatları da katıldı. 51 tutuklu sanık, Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs, IŞİD üyeliği, 39 kişiyi öldürme ve 79 kişiye de öldürmeye teşebbüs suçlamaları ile 40 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Duruşma salonuna diğer sanıklardan ayrı olarak iki jandarma eşliğinde getirilen Masharipov, bir sıraya tek başına oturtuldu. Masharipov’un eşi Zarina Nurullayeva’nın da aralarında bulunduğu 3 kadın sanık da duruşmaya tutuklu bulundukları Bakırköy Kadın Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşmayı CHP Milletvekili Ali Şeker de izledi. Duruşmada Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Rusça, Arapça, Fransızca ve İngilizce olmak üzere yedi dilde tercüme yapıldı.
MASHARİPOV’UN 3 HEDEFİ VARDI
Toplam 57 sanıklı davanın duruşmasının 5 gün süreceğini belirten mahkeme başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, iddianamenin özetini okudu. Masharipov’un eylem günü üç hedefinin olduğunu aktaran Dağ, ilk hedefin Taksim olduğunu, ikinci hedefin iddianamede geçtiği şekliyle “Peygamber efendimizin karikatürünü yayınlayan gazete olarak tanınan Cumhuriyet gazetesi” olduğunu, son hedefin de Reina olduğunu hatırlattı. İddianamenin özetinin okunmasının ardından Masharipov’un avukatı Atanur Demir söz aldı. Demir, müvekkili ile 3 aydır 10’ar dakikalık sürelerde görüşebildiğini, noterlerin iş yoğunluğu olduğu gerekçesiyle vekalatname çıkaramadıklarını, cezaevinde hazırladığı vekalete de el konulduğunu anlattı. Demir mahkemeden, avukat görüş kısıtının kaldırılmasını, duruşmanın Çağlayan’da yapılmasını ve müvekkili ile daha yakın bir şekilde oturarak görüşmeyi talep etti. Mahkeme, avukat görüş kısıtını 667 sayılı KHK’ye dayandırılarak, diğer talepleri ise güvenlik ve sanık çokluğu gerekçeleriyle oy birliği ile reddetti.
‘ŞOV YAPMA’GERGİNLİĞİ
Savunma yapması için sanık kürsüsüne çağrılan Masharipov, avukatının reddedilen taleplerinin Özbekçe tercüme edilmesini istedi. Tercümenin ardından OHAL kalktıktan sonra avukat görüş kısıtının ve avukatıyla duruşma salonunda yakın bir şekilde oturmasının mümkün olup olmadığını sordu. Mahkeme başkanı Dağ da, avukat görüş kısıtına ilişkin talebin ara kararda hükme bağlanacağını, diğer talebinin ise OHAL ile ilgili olmadığını söyledi. Bunun ardından Masharipov, tercüman aracılığıyla Türkiye’nin yasalarını yeterince anlayamadığını bu sebeple de avukatıyla özel görüşünceye kadar susacağını beyan etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı Dağ, “Savunma yapmayacaksan otur. Mahkeme kimsenin şov yeri değildir. Mahkeme, sanıkların haklarını savunmakla yükümlü değil. Önce devletin yargı erkin sonra da mağdur haklarını savunur” dedi. Bu sırada söz alan Masharipov’un avukatı Demir, “Bize şov yapmayın dediniz kendiniz yapıyorsunuz” diye tepki gösterdi.
‘EMNİYETTE İŞKENCE İÇİN ÖZEL ODA VAR’
Masharipov’un ardından iddianamedeki iki numaralı sanık İlyas Mamaşaripov’un savunmasına geçildi. Mamaşaripov da savunmasını tercüman aracılığıyla yaptı. Reina katliamından önce Başakşehir’deki evde Masharipov ve ailesi ile 15 gün kalan Mamaşaripov, gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde işkenceye maruz kaldığını iddia etti. Mamaşaripov emniyetteki işkence iddialarını şu şekilde anlattı: “Emniyette beni böyle olaylar için tasarlanmış bir odaya götürdüler. Bu oda Emniyet Müdürlüğü C Blok 4. kattaki bir odaydı. Odada kamera da vardı. Ellerimi arkadan bağlayıp yere yatırarak 8-10 kişi işkence yaptı.” Bunun üzerine başkan Dağ, “Burası şikayet yeri değil. Emniyetteki ifadeni reddediyorsan reddet. Burada baskı yapan yok. Neler olduğunu anlatabilirsin” dedi. Mamaşaripov da emniyetteki ifadesini kabul ettiğini söyledi. Başkan Dağ’ın Başakşehir’deki evde Masharipov’un eşi ve çocuğunun gitmesinin ardından ne kadar kaldığını sorması üzerine, 1 saat kaldıklarını, daha sonra da Haydar isimli birinin evine gittiklerini kaydetti. Bunun üzerine Başkan Dağ, haberinin olmamasına karşın evi neden boşalttıklarını sordu. Mamaşaripov, Masharipov’un eşini ve çocuğunu götüren Ebu Halid’in kendisine de zarar gelebileceğini söylemesi nedeniyle evi boşalttıklarını söyledi. Mamaşaripov, evde bulunan askeri kamuflajı ise bilmediğini kaydetti. Başkan Dağ, Mamaşaripov’a ailesiyle ilgili sorular da sordu. Çocuklarının okula gidip gitmediğini soran Başkan Dağ’a Mamaşaripov, İlim ve Diyanet Derneği’nin medresesine gittiklerini söyledi.
‘TELSİZ SİNYALLERİ BOZUKTU’
Reina’nın ortaklarından Ali Ünal’ın koruması olup olay gecesi yaralanan Ömer Basut da mahkemeye müşteki sıfatıyla katıldı. Duruşma öncesi konuşma fırsatı bulduğumuz Basut, olay sebebiyle bacağında kalıcı hasar oluştuğunu, olaydan 9 ay sonra Reina’daki işinden çıkarıldığını, işsizlik maaşı alamadığını ve devletin de ilgilenmediğini söyledi. Basut, olay gecesi yaşananları ise şöyle özetledi: “Saat 19.00’dan gece yarısına kadar telsiz sinyalleri bozuktu. 19.00’dan itibaren telsiz konuşmalarında ‘Yanaşıyoruz kaptan’, ‘Dalga var, yanaşamıyoruz’, ‘Başlıyoruz’ gibi anonslar duyduk. Sayısı yaklaşık 330 olan güvenlik kameralarından 180’i çalışıyordu. Saldırıdan sonra yaralılar üç kişinin saldırdığını, birinin kadın olduğunu, hatta bazıları ‘Kadın neden ateş ediyordu’ diye soruyordu. Kapıda dört tane polis olması gerekirken sadece bir tane vardı. Diğer üçü nerede idi?”
EVLENDİKTEN SONRA ÖRGÜTLERE EĞİLİMİ BAŞLADI’
Duruşmaya Bakırköy Kadın Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanan Abdulkadir Masharipov’un eşi Zarina Nurullayeva’nın savunması ile devam edildi. Savunmasını Türkçe yapan Nurullayeva, Masharipov ile 2012 yılında evlendiklerini ve Masharipov’un o zamana kadar hiçbir suça karışmadığını savundu. Evlendikten sonra Masharipov’un aşırı örgütlere eğilimin başladığını anlatan Nurullayeva, “Olaydan 3-4 gün önce eşim ‘ben gelmezsem bir arkadaşım gelecek sizi alacak. Bir eve götürecek’ deyip ayrıldı ve bir daha dönmedi” dedi. Nurullayeva, eşini daha sonra hiç görüp görmediği yönündeki bir soruya, “31 Aralık 2016’da eve gelip pazar alışverişimizi yaptı. Hemen gitti” cevabını verdi.
‘BABANA GÖTÜRÜCEĞİZ DİYEREK OĞLUMU ZORLA ALDILAR’
Nurullayeva, 1 Ocak 2017’de gece saat 01.30 sularında bir kişinin Başakşehir’de kaldıkları eve gelerek kendisini ve çocuklarını Esenyurt’ta bir eve götürdüğünü söyledi. “Kocam daha önce bahsettiği için ona güvendim. Bu kişi ayrıca bana kocanın öldüğünü söyledi. Çok ağladım, bir süre sonra da ölmediğini söyledi” diyen Nurullayeva, 2 Ocak günü Baron adlı bir kişinin kendisini ve Esenyurt’ta birlikte kaldığı iki kadını Pendik’te bir eve götürdüğünü anlattı. Pendik’te kaldığı adrese 2 gün sonra gelen ve eşinin arkadaşı olduğunu söyleyen kişilerin oğlu Muhammed’i zorla aldığını anlatan Nurullayeva, “Babasına götüreceğiz diyerek aldılar çocuğumu. Halen nerede olduğunu bilmiyorum” dedi. Gözaltına alındığı 8 Ocak’a kadar iki adres daha değiştirdiğini dile getiren Nurullayeva, bu süre zarfında eşinden hiç haber almadığını savundu. Nurullayeva, saldırıyı gözaltına alındığı sırada polisten öğrendiğini öne sürdü.
‘ŞEHİT OLMAK İSTİYORUM DİYORDU’
Savunmasının ardından Nurullayeva’nın çapraz sorgusuna geçildi. Nurullayeva, heyet başkanı Dağ’ın, “Eşin Afganistan’da çatışmalara katıldı mı. DEAŞ’a biat ettiği yönünde bilgin var mı” sorusuna, “Bir iki defa bana bu terör örgütünden bahsetti. Biat etmek istediğini söylemişti. Aradan zaman geçti, bunu unuttuğunu düşündüm” yanıtını verdi. Nurullayeva sorulan bir soru üzerine Masharipov’un birkaç kez Suriye’ye gitmek istediğini söylediğini aktardı. Üye hakimin, eşi Abdülkadir Masharipov’un ele geçirilen veda videosunda oğlunun da büyüdüğünde kendisi gibi “istihşad” eylemi yapması tavsiyesinde bulunduğunu, bunun ne demek olduğunu sorması üzerine Nurullayeva, “Bu video evin içinde çekildi. Sıradan bir ailenin çekeceği bir videoydu. Ben çektim. İstişhad, benim bildiğim kadarıyla Filistin’deki Hamasları anlatıyor” dedi. Nurullayeva, “Kocanın intihar eylemi gerçekleştireceğini söylediği oldu mu?” sorusuna, “Zaman zaman şehit olmak istiyorum diyordu” cevabını verdi.
REİNA SALDIRGANI MEDRESE’DE DERS VERİYORMUŞ
Nurullayeva’ya, Masharipov’un birlikte gittikleri İran ve Afganistan’da silah eğitimi alıp almadığı soruldu. Nurullayeva ise bilgisinin olmadığını, eşinin 3 gün geliyorsa 5 gün eve gelmediğini söyleyerek, “Eşim Afganistan’da haftada 4 gün medresede ders veriyordu” dedi.
‘SURİYE’DEKİ EBU CİHAD’A ÇOCUĞUMU ALMASINI SÖYLEMİŞTİM’
Nurullayeva’nın savunma ve çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından söz alan bir müşteki avukatı tutuklu sanık Abdülkadir Masharipov’a oğlunun kimler tarafından götürüldüğünü, nerede olduğunu bilip bilmediği souldu. Masharipov, “Kimin aldığını bilmiyorum. Suriye’deki Ebu Cihad’a çocuğumu almasını söylemiştim. Çok gürültü yapar diye benim yanıma getirme demiştim” şekinde cevap verdi.