ÖSYM’de yaşanan soru hırsızlıkları ve usulsüzlüklerine ilişkin 2017 yılında araştırma önergesi veren CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, 2022 KPSS skandalı ile birlikte geniş kapsamlı bir araştırma önergesi daha verdi.
Meclis’in açılışı ile birlikte Araştırma Komisyonu’nun bir an önce kurulması için çaba göstereceğini söyleyen Şeker “AKP’nin iktidara gelmesinden önce, ülkenin en güvenilir kurumları arasında yer alan ÖSYM, AKP eliyle adeta FETÖ’nün ve cemaatlerin yuvası haline getirildi ve skandalların odağı oldu. Son iddialar da gösteriyor ki, ÖSYM içerisinde yuvalanan yapılar hâlâ yerli yerinde duruyor ve fütursuzca soru hırsızlıklarına, skandallarına devam ediyor. Ancak gençlerimiz bilsinler ki, seçimlerin ardından son 20 yıldaki sınavlarda yapılan tüm usulsüzlükler, yolsuzluklar açığa çıkarılacak, sorumlulardan ve haksız yere üniversitelere yerleşen, kamuya atanan ve kamuda haksız yere yükselenlerden tek tek hesap sorulacak. Üniversiteye girişte, kamuya atamalarda ve yükselmelerde liyakat dışında hiçbir kriter aranmayacak” dedi.
ÖSYM’nin üniversite eğitimine geçiş ve kamu kurumlarına atama hakkı kazanabilme başta olmak üzere, birçok sınavı yapmada tek yetkili kurum olduğunu hatırlatan CHP’li Şeker, “ÖSYM üniversite sınavından KPSS’ye, TUS’tan Savcılık ve Hakimlik sınavlarına dek çok sayıda önemli sınavı gerçekleştiriyor. Ancak ÖSYM, son 20 yılda skandallarla anılır hale geldi. Her yıl milyonlarca aday ÖSYM sınavlarında ter dökerken, sınav sonrasında soruların çalındığı, cevapların şifrelendiği, soruların cemaat üyelerine servis edildiği yönünde skandallar yaşanıyor. Aynı sorulara aynı cevapları verenlerin kimliği ve bağlantıları nedense ısrarla araştırılmıyor” açıklamasında bulundu.
2022 Kamu Personeli Seçme Sınavı’ndaki (KPSS) bazı soruların, daha önce bir yayınevinin deneme sınavında yer aldığı iddiaları ile birlikte geçmiş yıllarda yaşanan skandalları da hatırlatan CHP’li Şeker, “2010 KPSS’si sonrası karı koca birçok adayın Eğitim bilimleri ve Genel Yetenek – Genel Kültür (GY-GK) alanlarında eksiksiz net yaptığı ortaya çıkmış, iktidar usulsüzlüğün üstüne gitmek yerine örtbas etme yolunu seçmiş, cemaatle yolları ayrıldıktan sonra skandala ilişkin kamuoyunu tatmin etmeyen birtakım iş ve işlemlerde bulunmuştur. Yalnızca Eğitim Bilimleri sınavının iptal edilip GY-GK alanının iptal edilmemesi sonucunda, ilgili kişilerin çalınan sorular ile kamuda memur olmasının, yükselmesinin yolu açılmıştır. Ancak istense günümüz teknolojisi ile, son 20 yılda yapılan tüm sınavlardaki usulsüzlükler, çekilen kopyalar, aynı sorulara verilen aynı cevapların dağılımı, servis edilen sorular ve cevapları rahatlıkla tespit edilebilir. Hangi sorulara kimler aynı yanıtı vermiş, bu kişiler hangi dershanelerde, hangi kurumlarda eğitim görmüş, ne gibi bağlantıları var istenirse rahatlıkla tespit edilebilir. Ankara Bilkent’teki ÖSYM’nin soru hazırlama odasından, Etlik’teki Turgut Özal Üniversitesi’ne ışık hızında soru hırsızlığı için gizli fiber optik hat çekildiği, böylece sınav sorularının hazırlandığı anda bu üniversitedeki bilgisayar aracılığıyla FETÖ’ye aktarıldığı ve cemaatler üzerinden üyelerine servis edildiği yakın geçmişte tespit edilmişken, kimlerin bu soru hırsızlığından yararlandığına yönelik kamuoyunu tatmin edici hiçbir gerçekçi çalışma yapılmamıştır. 2022 KPSS skandalı da ÖSYM Başkanı’nın görevden alınması ile ya da Cumhurbaşkanı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun görevlendirilmesi ile örtbas edilemez. Meclis’e bu konuda çok büyük sorumluluk düşüyor. 2017 yılında da ÖSYM’de yaşanan skandalları ve haksızlıkları ortaya çıkarmak için konuyu araştırma önergesi ile gündeme getirmiştim. 1 Ekim’de Meclis’in açılışı ile birlikte bu Komisyonun kurularak çalışmalarına başlaması için ısrarla konunun üzerine gideceğiz. Milletvekilleri olarak bizler gençlerin emeğine, alınterine sahip çıkmak ve gözyaşlarının, uğradıkları haksızlıkların hesabını sormakla yükümlüyüz. Vicdan sahibi olan tüm milletvekillerinin de bu komisyonun kurulması yönünde oy kullanacağını umuyorum” çağırısında bulundu.
ÖSYM TUS’a da Gölge Düşürdü
Yine ÖSYM tarafından yapılan ve hekimlerin uzmanlık eğitimi için büyük önem taşıyan Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) ilişkin usulsüzlük iddialarını hatırlatan CHP’li Şeker, “24 Şubat 2019 tarihinde yapılan TUS sorularının ÖSYM tarafından 26 Şubat 2019 tarihinde, saat 16:20 civarı adayların erişimine açılmasından önce, TUS’ta yer alan 240 sorunun tamamı, eksiksiz, hatasız ve sınav kitapçıklarında yer aldığı şekli ile internet ortamında dolaşıma girmiş, çeşitli toplu mesajlaşma uygulamalarında paylaşılmaya başlanmıştı. TUS’ta ter döken ve emeklerinin karşılığını almak için heyecanla bekleyen hekimlerin iddialarına göre mesajlar sınav bitiminden yaklaşık bir saat sonra gönderilmeye başlamıştı. Bu da sınav kitapçıklarının ve dolayısıyla TUS sorularının gerektiği gibi korunamadığını ve sınav öncesi ya da sınav esnasında sızdırıldığını ortaya koymuştur. Ancak sınava giren hekimlerin tüm itirazlarına rağmen ÖSYM bu usulsüzlüğü de örtbas etmiştir. Dönemin Bakanı Ziya Selçuk verdiğim soru önergesine konunun ciddiyetinden uzak, göstermelik bir cevap vererek adeta bu usulsüzlüğün örtbas edilmesine ortak olmuştur” dedi.
1 Yılda 8 Milyon Aday ÖSYM Sınavlarında Ter Döktü!
2021 yılında ÖSYM tarafından 56 sınav düzenlenmiş, bu sınavlara toplam 8 milyon 763 bin 64 aday katılmıştır. 2022-YKS sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilere göre, TYT sınavına 3 milyon 8 bin 287 aday katılmıştır. 2021 KPSS Lisans için ise Pazar Sabah Oturumuna (Genel Yetenek – Genel Kültür) 702.819 başvuru yapılmıştır.
Adeta Bir Ticarethane!
Adaylar büyük umutlara sınavlara hazırlanıp sınavlarda ter dökerken, ÖSYM sınav ücretlerine dönük ticari yaklaşımı ile de sık sık tepkilerin odağı olmaktadır. Adaylardan yüksek ücretler talep eden ÖSYM, sınavlarda görevlendirdiği gözetmen öğretmen ve akademisyenlere ise çok düşük ücretler ödemektedir.
ÖSYM, 2017 yılında sınavlardan 525 milyon 768 bin TL, 2018 yılında 622 milyon TL, 2019 yılında 546 milyon 26 bin TL, 2020 yılında 860 milyon 512 bin TL, 2021 yılında ise 767 milyon 630 bin TL gelir elde etmiştir. ÖSYM’nin son beş yılda sınavlardan elde ettiği gelir 3 milyar 322 milyon TL’ye ulaşmıştır.
Skandalların odağındaki 2022 KPSS için ÖSYM sınav ücreti olarak oturum başına adaylardan 115 TL almıştır. Genel Yetenek – Genel Kültür oturumunda her bir oturum için 115 TL olan sınav ücreti, alan bilgisi sınavında ise her bir oturum için 80 TL olarak belirlenmiş, ayrıca ÖABT oturumlarına girecek adaylar da her bir ÖABT alanı ise 115 TL ödeme yaparak sınava katılabilmiştir. Yine DHBT’ye katılacak adaylar da bu oturum için 115 TL sınav ücreti ödemek zorunda kalmıştır.
2010 KPSS’de Ne Olmuştu?
2010 KPSS’nin açıklanmasının ardından adaylar sosyal medya üzerinde, çok sayıda adayın Eğitim Bilimleri ve GY-GK sınavlarında tam puan aldığını ortaya koymuş ancak tepkilerin üzerine yalnızca Eğitim Bilimleri sınavı iptal edilirken kamuya memur alımında kullanılan GY-GK sınavı iptal edilmemiştir. Daha sonrasında Eğitim Bilimleri sınavında 120 sorunun hepsine doğru cevap veren 350 adayın akrabalık ilişkilerine bakılmış ve 70 adayın karı-koca, 23 adayın da akraba olduğu ortaya çıkmıştır. Eğitim Bilimleri’nde 100 ve üzerinde doğru soru cevaplayan 3 bin 227 adayın 579’unun birinci derece akraba oldukları, bunların da 446’sının karı-koca olduğu belirlenmiştir. Genel yetenek alanında 60 sorunun tamamını doğru yapan bin 29 adayın 101’inin karı-koca, 139’unun ise akraba olduğu sonucuna varılmıştır. Genel yetenek alanında sorulan 60 sorudan 55 ve üzeri soruya doğru cevap veren 27 bin 284 adayın 328’inin karı-koca, 470’inin akraba olduğu tespit edilmiştir. İlgili rapora göre, Eğitim Bilimlerinde 100 ve üzeri soruya doğru cevap veren 3 bin 227 adaydan 980’ninin aynı adreste, aynı apartman, aynı sitede ya da sokakta ikamet ettiği belirlenmiştir. Genel yetenek alanında ise 55 ve üzeri soruya doğru cevap veren 27 bin 284 adayın 3 bin 221’inin aynı dış kapı numarasına sahip adreslerde ikamet ettiği bilgisine ulaşılmıştır.
Ancak Eğitim Bilimleri alanındaki sınav iptal edilirken aynı kişilere servis edilen ve memur atamasında dikkate alınan Genel Kültür ve Genel Yetenek alanı sınavının iptal edilmemesi, ilgili kişilerin kendilerine servis edilen sorular ile kolaylıkla memur olmalarını sağlamıştır.
2010 kopya skandalının ardından, o zamana değin, sonuçları TC kimlik numarası aracılığıyla şeffaf bir şekilde açıklayan ÖSYM, şifreli sonuç açıklama yöntemine geçmiştir. Ancak o tarihten itibaren, özellikle gençlerin, ailelerinin emek verip çalışılırsa hak ettikleri okulları kazanabilecekleri, liyakatli bir şekilde kamuya atanabileceklerine dair ÖSYM’ye karşı güvenleri zedelenmiştir.