Diyabet hastalığı hakkında toplumun bilinçlenmesine yönelik araştırma önergesi

GEREKÇE
Pankreas salgı bezinin vücutta yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren diyabet hastalığı, günümüzde tüm yaş gruplarında sıklıkla görülen ve toplum genelinde hem maddi hem mancvi kayba sebep olan ciddiyetle ele alınması gereken bir hastalıktır.
Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin otoimmün (bağışıklık sisteminin zararlı mikroorganizmaları yok ederken kendine ait yapılara da zarar vermesi) bir süreç sonunda zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Genel olarak toplumdaki diyabet vakalarının 9610’unu Tip 1 diyabet vakaları oluşturmaktadır. Tip 2 diyabet ise her yaşta görülebilecek bir diyabet türüdür. Atalarından herhangi biri diyabet hastalığına yakalanmış olanlar, fazla kilolular ve 4 kg’dan daha ağır bebek doğuran kadınlar ile yoğun stres altında yaşayan kişilerde diyabet hastalığının görülme riski fazladır. Gizli şeker ise diyabet hastalığı bakımından yüksek risk grubunda yer alan kişileri tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu risk grubunda bulunan bireylerin hastalığının, şeker hastalığına dönüşme ihtimali normal bireylere nazaran daha yüksektir.
Uluslararası Diyabet Federasyonu 6. Diyabet Atlası Verilerine göre; 1985’te, tim dünyada, tespit edilen 30 milyon diyabetli var iken, bu sayı 2005 yılında, 230 milyonun üstüne çıkmıştır. Yaklaşık 20 yılda, hemen hemen yedi kat artmıştır. Eğer bu epidemiyi yavaşlatmak için hiçbir şey yapılmaz ise, IDF’in tahminlerine göre; 2015 yılında dünyada 415 milyon yetişkinde görülen bu hastalığın, 2040 yılında 642 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Buna göre 2040 yılında her 10 yetişkinden birinin diyabetli olacağı düşünülmektedir.
Diyabetten dolayı her altı saniyede bir kişinin hayatını kaybettiği gerçeğinin yanında, yaşam tarzı değişiklikleri ile 2040 yılına kadar 160 milyon diyabetin geciktirebileceği veya önlenebileceği öngörülmektedir. Birçok ülkede sağlıksız beslenme ve fiziksel olarak inaktif yaşam tarzı, çocuk ve gençlerde de tip 2 diyabet görülme riskini küresel halk sağlığı sorunu haline getirmektedir. Küresel sağlık harcamalarının “12’si yetişkin diyabetli bireyler için yapılmaktadır.
Türkiye, diyabetin artış hızının yüksek olduğu ülkelerin başında gelmektedir. Beslenme kültürü ve alışkanlıkları, genetiği değiştirilmiş gıda ürünleri, çalışma şartları ve ekonomik sıkıntılar, hızla ilerleyen teknolojinin birçok şeyi kolaylaştırırken bireyleri hareketsiz bir yaşama zorlaması, spordan uzak durmak, büyük kentlerdeki yaşam koşulları ülkemizde diyabet oranın hızlıca yükselmesine sebep olmuştur.
Ülkemizdeki diyabetlilerin sayısı ve buna ilişkin Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu 2015 yılı araştırmaları verilerine göre, toplam diyabetli birey sayısı 7.112.622 (%9) Tip-2 Diyabetli Hasta sayısı 6.095.579 (%7.7); Tip 1 Diyabetli birey sayısı 1.017.043 (%1.3) olarak bulunmuştur. Bugün ülkemizde 10 milyon civarında diyabetli olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamın ilerleyen yıllarda yukarıda da belirtildiği üzere teknolojinin insanları hareketsiz bir yaşama sevk etmesi, sağlıksız beslenme, oturarak çalışma ve diğer birçok olumsuz faktörle birlikte daha yüksek seviyelere çıkacağı açıktır.
Söz konusu rakamlar ve hastalığın dünyadaki artışına paralel olarak ülkemizde gerçekleşecek artış seyrine bakıldığında diyabetin ülkemiz açısından sağlık problemi olmaktan öte ekonomik, sosyal ve politik bir duruma dönüşeceği açıktır. Dünyada Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası örgütlerin diyabetle ilgili açıklamaları ve acil eylem çağrıları uluslararası düzeyde sürekli olarak duruma dikkat çekmektedirler.
Ülkemizde farkındalık oluşturmak ve diyabetin artış trendinin aşağı çekilebilmesi adına ulaşılması mümkün olan hedefler konulmalıdır. Her yaştan diyabet hastalarına, ailelerine, arkadaşlarına, çalışma arkadaşlarına ve sağlık ekibine yönelik olarak diyabetin yönetimi ve bakımı konusunda eğitimler organize edilmelidir. Diyabetli çocuklar için sağlık hizmetlerinin özellikle çocuklarda diyabetin yönetimi konusunda uzmanlaşmış bireyler ve ekipler tarafından verilmesi sağlanmalıdır. Diyabetli çocukların ailelerine gerekli sosyal, ekonomik ve duygusal destek verilmelidir. Diyabetliler için işyerlerinde, okullarda diyabetik yemeklerin bulunmaması, insülin yapmalarına yönelik mekânların ayrılmasına özen gösterilmelidir. Diyabetin yüksek maliyetli komplikasyonlarının önlenmesi için etkili müdahaleler uygulanmalıdır. Son dönem bilgi teknolojileri kullanılarak diyabet tanısı, tedavisi ve kendi kendine bakımı ile ilgili laboratuvar ve teknik prosedürlerde kalite güvencesi sağlanmalı ve bu kapsamda izleme ve kontrol sistemleri geliştirilmelidir. Eğitim ve medya da kullanılarak diyabet ve komplikasyonlarının yanı sıra diyabetten korunma ve diyabet bakımı ile ilgili toplumsal farkındalığın artırılması gerekmektedir.
Bu çerçevede diyabet farkındalığını arttırarak, gelecek nesilleri diyabetten korumayı ve tanı alan hastalara sunulan diyabet bakım kalitesinin yükseltilmesini, komplikasyonların ve diyabete bağlı ölümlerin azaltılması ile bu konuda toplumun bilinçlenmesine yönelik olarak alınacak önlemlerin belirlenmesi açısından meclis araştırması açılması gerekli görülmektedir.

https://www2.tbmm.gov.tr/d26/10/10-129337gen.pdf