CHP İstanbul Milletvekili ve Sağlık, Aile, Çalışma Ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Dr. Ali Şeker, 3. havalimanında yaşanan protestolara ve çarşamba sabah saatlerinde gözaltındaki işçilerden 24’ünün tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Havalimanı inşaatında 500’e yakın taşeron firmanın olduğunu ifade eden Şeker, “Problem taşeronun taşeronu olan köle sisteminin işçiye fatura yüklemesi sorundur” dedi. Şeker, 24 işçinin tutuklanmasını ise, “Türkiye için bir utanç” olarak nitelendirdi.
“Problem, köle sisteminin işçiye fatura yüklemesidir”
“Ana taşeron alt taşeronlara verdikçe kâr payı düşüyor. Kâr payı düştükçe de işçiden kesinti yapılıyor” diyen Şeker, “Servis gelmiyor, iki saat gecikiyor, işçinin maaşı kesiliyor. Problem bu köle sisteminin işçiye fatura yüklemesi sorundur” diye konuştu.
Şeker, 3. havalimanında şuanda işlerin ağır aksak devam ettiğini ve işçilerde büyük bir moral bozukluğunun hasıl olduğunu aktardı.
“Talepleri tahta kurularından kurtulmak”
CHP’li Şeker’in T24’e yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“İşçiler insani çalışma koşullarının oluşması için taleplerini yerine getirdiler bu taleplerine hükümet jandarma, çevik kuvvet ve tomayla cevap verdi. Talepleri tahta kurularından kurtulmak, servislerin zamanında götürmesi, iş yerlerine ve yemek kuyruklarında kaybettikleri zamanın maaş kesintisi olarak yansımaması. Ve bunlar çok haklı gerekçeler. Ancak hak talep eden herkese uyguladıkları baskı politikasına burada da devam etti hükümet. Haklı taleplerine yönelik düzenlemeleri yapması gerekirken maalesef şiddetle karşılık verildi. AKP’nin politikaları devam ediyor.
“Havalimanında yaralanan iki işçi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde komada”
“Bugün iki işçi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde komada. Bu havalimanı inşaatındaki işçi kazalarında ağır yaralanan insanlar. Kazalar eylemlerden hemen önceki haftalarda gerçekleşti. İşçiler, ‘Çok sayıda iş cinayetinde ölen arkadaşımız var ve biz de bu arkadaşlarımızın durumuna düşebiliriz. O arkadaşlarımızın haklarını aramak için bu şartların düzeltilmesini istiyoruz’ diyerek böyle bir hareket içinde bulundular. Bunu da bir hafta önce de söylemediler. Bu konu hakkında 2016’nın ocak ayında soru önergesi verdik bu çalışma şartlarının kötülüğü, iş cinayetleriyle ilgili, sakatlanmalar ve ölümlerle ilgili soru önergesi verdik ve düzeltilmesini talep ettik. 3 yıla yakın bir zaman geçti. İşçiler bu konuda defalarca kule vincine çıktılar, defalarca protestolarda bulunuldular. Ama görmezden gelindiler.
“İşçiler 29 Ekim’e yetişmek için iş kazalarına mahal verilecek bir çalışma ritmine sokuldu”
“Üstüne üstlük 29 Ekim’e yetiştireceğiz baskısıyla birçok imalat tamamlanmadı. İmalatlar da aceleden ve sağlıklı yapılamadığından dolayı birçok yerde çökmeler meydana geldi. Bilindiği halde kendilerine verilen tarih yaklaştığı için iş güvenliğini artıracak uygulamalar yapmak yerine daha aceleyle iş kazalarına mahal verilecek bir çalışma ritmine sokuldu işçiler. Bu haklı talepleri dile getirenleri de tutukladılar. Önce gözaltına aldılar şimdi de tutuklandılar.
“Tutuklamalar Türkiye için bir utanç”
“Bu bir utançtır. Çalışma şartları açısından İLO’nun bir üyesi olan Türkiye’nin bu uygulamaları, sendika üyelerinin tutuklanması, Türkiye açısından bir utanç. O sendika üyelerini tutuklamak yerine dile getirilen şikâyetleri çözmesidir hükümetten beklenen.
“Ulaşılamayan işçiler vardı ancak şimdi ulaşıldı bu işçilere. Başta gözaltına alınanların listesi verilmedi ve aileler kaygı duydular, günlerce işçileri, aileleri merakta ve korkuda bıraktılar. Havalimanına avukatları ve milletvekillerini sokmadılar. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bir yerde ‘işçilerin çalışma koşullarının yerinde görelim’ diyen milletvekillerini sokmamak da başka bir utanç.
“İşler ağır aksak yürüyor, işçilerin morali bozuk”
“Havaalanında işler ağır aksak yürüyor. İşçilerde ciddi bir moral bozukluğu var. Düşünün 500 kişinin en azından orada 5 bin kişi arkadaşı. Onların böyle bir muameleye tutulmuş olması onların moralini bozmuş durumda.
“Baskıyla bu işi sürdürebileceklerini düşünüyorlar”
“Aksaklıkların düzeltilmesine yönelik bir şey yapılmadığı gibi baskıyla bu işi sürdürebileceklerini düşünüyorlar. Bir de orada servisler düzeltilsin dendi. Bu iki senedir söylenen bir şey. Bunlar yeni değil. Bunu düzeltmemek, düzeltilip çözülecekken, işçi ve işveren konuşup çözme noktasına gelmişken birden bire işveren imza atmaktan imtina etti. Taşeronun taşeronu bir sistem var orada. ve işin yetişmemesini de işçiye yüklemek gibi bir düşünce var.
“Taşeronun taşeronu bir köle sistemi”
“500’e yakın taşeron firma olduğu söyleniyor yetkililer ağzıyla. Şimdi ana taşeron ana firma alt taşeronlara verdikçe kar payı düşüyor, kar payı düştükçe de en alttaki işçiden aldıkları kesintiyle alttaki firmalar kendini kurtarabiliyor. Böyle olunca maliyeti faturayı işçiye kesiyorlar. Servis gelmiyor, iki saat gecikiyor, işçinin maaşı kesiliyor. Yemek kuyruğunda yemek gelmiyor işçinin maaşını kesiyorlar. Çok uzun saatler çalıştırılıp bir esir kampı muamelesi gösteriyorlar. Problem bu taşeronun taşeronunun taşeronu köle sisteminin işçiye fatura yüklemesi sorundur. İşçiler de bıçak kemiğe dayanınca yeter dedi.”
Kaynak: T24 Haber Merkezi