CHP İstanbul Milletvekili ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Dr. Ali Şeker, ülkemizde organ bağışı ve organ nakli oranlarının düşüklüğünün sebeplerinin araştırılarak bu oranların artırılması için gereken adımların tespiti için Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi. CHP’li Şeker, “Organ nakli bekleyen vatandaşlarımıza her geçen gün onlarcası ekleniyor. Vatandaşlarımızın bu bekleyişlerini müjdeyle sonuçlandırabilmek için organ bağışı ve organ nakli oranlarını artırmalı, toplumsal farkındalık yaratmalıyız” dedi.
CHP’li Şeker, “Organ bağışı bir kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin verilmesi ve bunu belgelendirmesidir. Ülkemizde organ bağışı ve organ nakli konusu 1979 yılında yürürlüğe giren, 2238 sayılı Kanun ile düzenlenmiştir. Yasal olarak 18 yaşını doldurmuş, akıl sağlığı yerinde olan herkes istediği takdirde öldükten sonra organlarının başkasına verilmesini isteyebilir. Kişiler, sadece belirli organlarını bağışlayabileceği gibi tüm organ ve dokularını da bağışlayabilmektedir. Kanuna göre, bir kimse sağlığında organlarının tamamını veya organ ve dokularını bağışladığını resmi ve yazılı olarak belirtmemiş ve bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamamış ise sırasıyla ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, anne baba veya kardeşlerinden birisinin, bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının izniyle ölüden organ ve doku alınabilir” sözleri ile organ nakli konusundaki yasal düzenlemeyi açıkladı.
26 Bin 504 Kişi Müjdeli Haberi Bekliyor
Ülkemizde nakli yapılan organların böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince barsak iken nakli yapılan dokular kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği ve deri olduğunu söyleyen CHP’li Şeker, “Ülkemizde resmi verilere göre 2010 – 2019 yılları arasında toplam 28.719 nakil gerçekleştirilmiş. Ancak hali hazırda 26.504 kişi organ nakli bekliyor. Beklenen organlar arasında böbrek 22.586 ile ilk sırada yer alıyor. Organ nakli bekleyen hasta sayısının da yıldan yıla artış gösterdiği düşünüldüğünde, bu değerlerin istenenin çok altında olduğu görülüyor” dedi.
Kadavradan organ nakli verilerini de paylaşan CHP’li Şeker, 2011 – 2019 yılları arasında toplam 15.675 kadavradan nakil gerçekleştiğini belirtti.
Ülkemizde organ nakli ve organ bakışı konusunda istenen farkındalığın hala oluşturulamadığını söyleyen CHP’li Şeker, “Dünya genelinde organ nakli sayıları değerlendirildiğinde, International Registry in Organ Donation and Transplantation (IRODAT) raporlarında, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları arasındaki değerlendirmede 71 ülke içinde ülkemiz ‘canlıdan canlıya nakillerde’, milyon nüfus başına sırasıyla 45,7-42,5-47,5-52,01 değerleriyle dünya birincisi iken aynı raporların ‘kadaverik donörlerden olan nakiller’ analizlerinde ise, milyon nüfus başına 7,07-7,20-7,40-7,47 ile 43, 46 ve 47. ve 43. Sıralarda yer alıyor. Yani gelişmiş ülkeler kadavradan organ naklinde ilk sıralarda yer alırken ülkemiz canlıdan canlıya organ naklinde 1. Sırada yer alıyor. Canlıdan canlıya nakillerin çoğunlukla yakın akraba veya tanıdığa yapıldığı göz önüne alınırsa, ülkemizde organ bağışı konusundaki farkındalığın yetersizliği bir kez daha ortaya çıkıyor” dedi.
Sağ İken Organ Bağışı Yapan Her 4 Kişiden Ancak 1’inin Bağış İsteği Yerine Getiriliyor
Ülkemizde yasal olarak kişi beyin ölümünün gerçekleşmesi ihtimalini düşünerek sağ iken organlarını bağışlamış olsa dahi, vasiyet sistemi gereği organ naklinin gerçekleşmesi için aile izni arandığını hatırlatan CHP’li Şeker, “Bu sebeple sağ iken organ bağışı yapan her 4 kişiden ancak 1’inin bağış isteği yerine getirilebiliyor” dedi.
Organ Bağışının Önündeki En Büyük Engel Bilgi Kirliliği
CHP’li Şeker, “Organ bağışı oranlarının bu denli düşük olmasının başlıca sebebinin kişilerin eksik ya da yanlış bilgi sahibi olmaları. Organ nakli ve organ bağışının ne olduğu konusunda toplum genelinde ciddi bir bilgi kirliliği mevcut. Kişiler organ bağışında bulunurlarsa organ mafyasının hedefi olacağı endişesine dahi kapılabiliyor. Kişilerin yakınlarının organlarını bağışlama konusunda duygusal ve hassas yaklaşmaları da bir diğer engel olarak değerlendirilebilir. Oysa organ bağışının yasal bir zeminde yürütülmemesi aksine organ kaçakçılığına ve organ ticaretine zemin hazırlayan bir unsurdur. Hurafeler, eksik ve yanlış bilgiler kişileri organ bağışı ve organ nakli fikrinden uzaklaştırdıkça, bu süreci illegal bir şekilde yürütmeye istekli oluşumları ortaya çıkacaktır. Organ nakli işleminin, ruhsatsız ve yasadışı yürütülmesi bu işlemin gerekli hastane koşullarından uzakta yapılmasına yol açacağı için hem alıcının hem vericinin sağlığını riske atacaktır” uyarılarında bulundu.
Dini bilgi yetersizliği ya da dini önyargıların da organ nakli ve bağışının önündeki engeller arasında olduğunu söyleyen CHP’li Şeker, “Bilgisiz ve alim görünen kişilerin dini konularda kişileri yanlış yönlendirmesi ve organ bağışı ile organ naklini dinen uygun değilmiş gibi lanse etmesi de organ bağışını engelliyor. Oysa Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı yıllar önce organ naklinin dini yönünden sakıncasının olmadığını açıkladı” diye konuştu.
Organ ticaretinin önüne geçmenin en birinci yolunun organ bağışlarının yasal yollardan artmasını sağlayacak farkındalığı oluşturmak, kişilerin bilgi kirliliğinin önüne geçmek olduğunu söyleyen CHP’li Şeker, “Organ bağışı ve organ nakli oranlarında ihtiyaç duyduğumuz artışın sağlanabilmesi için ülke genelinde ciddi farkındalık çalışmaları yapılması gerekmektedir. Kişilerin organ bağışına yönelik bilinçsiz, kimi zaman hurafelere dayanan çekinceleri ile tutum ve görüşlerinin önlenmesi şarttır. Organ bağışı arttıkça organ ve doku ticareti ile kaçakçılığı ile mücadele de güçlenerek devam edecektir” diyerek Araştırma Komisyonu’nun ivedilikle kurulmasını gerektiğini belirtti.