Marmara Kervanı, Marmara Bölgesi’ndeki ekolojik yıkıma dikkat çekmek için yola çıktı.
İstanbul, Ergene, Biga, Bandırma, Bursa, Yalova, Kocaeli hattını inceleyen kervan, bölgedeki çevre kirliliğine dikkat çekti ve “Marmara yaşasın” dedi.
Marmara Yaşasın topluluğu ve İklim Adaleti Komisyonu’yla yola çıkan kervan 26 Mayıs’tan beri yollarda.
Marmara Ereğlisi’nde kayıkhane bölgesinde balıkçılarla bir araya gelinen kervan, daha sonra Kınıklı Deresi’nin Marmara Denizi’ne bağlantı noktasındaki kirliliği belgeledi. Girişimin sözcüleri, bu kirliliğe karşı yetkilileri önelem almaya çağırdı:“Derhal önlem alın, derelerin suları temiz aksın! Marmara Denizi alıcı ortam değildir!”
Daha sonra Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki Ergene nehrine geçen kervan, buradaki kirliliği de gözler önüne serdi. CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker nehrin önünde kayda geçerek, sanayi bölgesinden gelen atıkların arıtılmadan Marmara Denizi’ne akıtıldığını ve bu nedenle geçen yıl müsilaj görüldüğünü hatırlattı.
Ergene zehir akmaya devam ediyor hâlâ !#ErgeneneZehirAkmasın#MarmaraYaşasın#Müsilaj
@marmarayasasin pic.twitter.com/z4xKZtg2Jc— Ali ŞEKER (@draliseker) May 26, 2022
“Marmara ölmesin, canlılar yaşasın” diyen #MarmaraKervanı ile biz de Marmara Ereğlisi’ndeyiz.
“Yasaklar bizi öldürecek” diyen balıkçıları, “fabrikalar atıklarını arıtmadan derelere akıtıyor” diyen yöre halkını dinliyoruz, belgeliyoruz.#EkoKırımaDurDe pic.twitter.com/BkPhMN4PPz— Ali ŞEKER (@draliseker) May 26, 2022
Çevre aktivisti Özgün Aksun, günde 15 bin metreküp atık deşarj edildiğini ve bunların arıtılmadan Marmara’ya gönderildiğini söyledi.
OSB’lerin atıkları suya karışarak hem tarım arazilerini, çeltik tarlalarını hem de Marmara’yı ve Ege Denizi’ni zehirliyor. “Ergene temizlendi” diyenlere çağrımız: Ergene temizlenmiyor! OSB atıklarını sulara, toprağa karıştırmayın, denize deşarja ve derin deşarja son verin! pic.twitter.com/Y1zsnXNPOT
— Marmara Yaşasın (@marmarayasasin) May 26, 2022
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Gamze Varol şöyle konuştu: “Tekirdağ’ın Ergene ilçesinin Sağlık mahallesinin dibindeyiz. Burada koyunlar yaşıyor. Burada insanlar oturuyorlar. Hatta biraz ilerde tarlalar var. Burası aslında nehir olarak düşünülen ama aslında kilometrelerce uzaklıkta bir nehir kanalına dönüşmüş durumda. Şu an burada durulmasının imkanı yok. Koku çok kötü. Zor duruyoruz. Gözlerimiz yaşarıyor midemiz bulandı. Sular simsiyah, köpüklendi, burada hiçbir canlı yaşayamaz. Şimdiki toksik kimyasalların herhangi bir canlının yaşamasına izin vermeyecek boyutta olduğunu görebilirsiniz.Burada yaşayan insanlar bu havayı soluyorlar. Buradan gelen sularla birlikte birtakım tarımsal faaliyetler yürütüyorlar. Bu insan sağlığı ve tüm canlılar için olumsuzdur.”
Kervanın sonraki durağında Çanakkale’de doğal yaşam altın madenciliği, termik santrallar ve çeşitli enerji projeleri, kimya organize sanayi gibi projeler yüzünden tehdit altında.
#MarmaraKervanı'nda #Ekokırım suç mahallindeyiz!
📍Ergene, 26 Mayıs 2022 pic.twitter.com/FSGvMOK1h3
— SarıyerKentDayanışma (@SariyerKD) May 26, 2022
Bölgede halen faaliyette olan beş termikin ikisi Çan’da, üçü de Biga-Karabiga bölgesinde. Çan 18 Mart Termik Santrali, Çan 2 Termik Santralı, İÇDAŞ Bekirli Termik Santralı, İçtaş Biga Değirmencik Termik Santralı, Cenal Termik Santralı.
Beş santral dışında da ‘ÇED olumlu’ kararı alan ve ÇED süreci devam eden yaklaşık 10 proje daha var. Yedi yıl önce ‘ÇED olumlu’ kararı verilen Kirazlıdere Termik Santralleri’nin 1000’lik imar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanıp askıya çıkarıldı. Oysa projenin teknik detayları değiştirilip iki santral teke düşürülüp yeniden ÇED süreci başlatılmış ve projeye henüz ‘ÇED olumlu’ kararı verilmemişti.
Özellikle Çan’da, termik santraller yüzünden hava kirliliği uluslararası kuruluşların önerdiği limitlerin çok üstünde.
Kervana katılan Kazdağları Ekoloji Paltformu’ndan sözcüler şunları kaydetti: “Yetkililerce hiçbir işlem yapılmıyor ve önlem alınmıyor. Tarım alanları, ormanlık alanlar ve su kaynakları da bu kirlilikten nasibini alıyor. Kirlilik Marmara Denizi’ne ulaşıyor. Termik santraller dışında İçdaş tarafından işletilen çelik sanayii ve tersane de Marmara Denizi için ayrı bir kirlilik kaynağı.
Bölgede Lapseki’de Tümad tarafından işletilen ve şimdilerde sayıca artırılmak istenen altın madenciliğinin bölgedeki yeraltı ve yer üstü sular üzerinde ciddi etkilerinin olduğu biliniyor. Daha sondaj aşamasında Şahinli Köyü suları zehir akmıştı. Madencilik nedeniyle kirletilen sular Marmara Denizi’ne ulaşıyor. Kaz Dağları ve yöresinin yüzde 79’u maden ruhsatlarıyla kaplı. Tüm bu projelerin faaliyete geçmesi bölgeyi cehenneme çevirecek.
Tüm bu enerji ve maden projeleri yetmezmiş gibi tarım alanlarında planlanan organize sanayi bölgeleri de bölgemizde yeni kirlilik kaynakları oluşturacak. Marmara Denizi de bu kirlenmeden mutlaka etkilenecek.
Bölgedeki çalıştırılmayan arıtma tesisleri de bir başka kirlilik kaynağı. Arıtma tesisleri için Marmara Denizi’ne veya derelere deşarj etmek yerine başka bilimsel çözümler bulunmalı.
Bölgemiz, Çanakkale ve ilçeleri tarım alanlarıyla doğal güzellikleriyle, antik ve tarihi değerleriyle tam bir tarım ve turizm bölgesi. Bu bölgede kirli ve vahşi madencilik ve termik santrallar gibi enerji yatırımları bölgenin ve Marmara Denizi’nin ölüm fermanıdır.
Müsilajla mücadele kapsamında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda yapılan çalışmalarla 8 Haziran 2021’de 22 maddelik ‘Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’ açıklandı. Ardından ‘Bütünleşik Stratejik Eylem Planı’ hazırlandı. Ancak hala ciddi bir çalışma yok ve kirlilik kaynakları hala devam ediyor.“
Kaynak: Diken.com.tr