CHP İstanbul Milletvekilli ve Adayı Ali Şeker’in Bayrampaşa seçim çalışmalarını takip ettik.
Şerif KARATAŞ
İstanbul
24 Haziran seçimlerine sayılı günler kaldı. Ramazana denk gelen baskın seçim için adaylar ve milletvekilleri çalışmalarını hızlandırdı. CHP İstanbul Milletvekilli ve Adayı Ali Şeker’in Bayrampaşa, çalışmalarına eşlik ettik. 16 Nisan referandumunda yüzde 53.1 ‘evet’ diyen Bayrampaşa’da konuşan bir kasabın, “Vatandaş gelip 5 liralık kıyma alıyor. Vatandaşta para yok. İş yapamıyoruz” ifadesi ülkenin ekonomik tablosuna dair önemli bir kesit…
‘Tek adam rejimini’ getiren ve 16 Nisan referandumunda şaibeli seçimle kabul edilen anayasa değişikliği sırasında Anayasa Komisyonunda ardından Meclis Genel Kurulunda TRT’nin canlı yaymamasından dolayı sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı yayımlarla dikkat çeken CHP İstanbul Milletvekilli Ali Şeker, CHP’nin ilk açıkladığı listede yer almadı. Tepkiler üzerine son anda İstanbul 2. bölgede 8. sırada yer verildi.
Ramazanın etkisiyle seçim çalışmaları ağırlıklı olarak öğleden sonra yapılıyor. Ali Şeker ile CHP Bayrampaşa ilçesinde buluşup, ardından Yenidoğan Mahallesi’ne geçiyoruz.
Balkan göçmenlerin ağırlıkta olduğu Karadeniz bölgesindeki illerden göç alan bir mahalle. Son birkaç yıldır Suriyeliler de göç etmiş mahalleye.
VATANDAŞTA PARA YOK, DOĞRU DÜZGÜN İŞ YAPAMIYORUZ
Şeker, ağırlıklı olarak hükümetin ekonomik politikalarını yarattığı tahribatlara vurgular yaptı. Özellikle Osmangazi Köprüsü’nde devletin köprüyü yapan şirkete verdiği araç geçiş taahhüdünün vatandaşa ekonomik olarak yansımasına dair bilgiler içeren konuşmalar yaptı. Partisinin esnaflarla ilgili seçim programındaki vaatlerini anlatarak, ‘İnce’den inceye değişim gerekiyor” dedi. Muharrem İnce’ye ve partisine destek istedi. Esnaf ise özellikle vergiler ve işsizlikten dert yandı. Bir kasabın söyledikleri ise ülkenin ekonomik durumunu özetler nitelikteydi: “Vatandaş gelip 5 liralık kıyma alıyor. Doğru düzgün iş yapamıyoruz. Vatandaşa para yok.” Yine kahvaltılık ürünleri satan bir şarküteride ise ramazan ayının vazgeçilmezleri arasında gösterilen bastırmayla ilgili, “50 gram da alan oluyor 100 gram da. Bütçesine göre alıyorlar” dedi.
‘ERDOĞAN’A OY VERİYORDUM, ŞİMDİ VERMEYECEĞİM’
Ülkede yaratılan korku iklimini esnaf ziyareti sırasında da görmek mümkün. Selanik göçmeni bir esnaf, korkudan fotoğraflarının dahi çekilmesini istemiyor ve “Atatürk’ün hemşehrileri korkudan kendi siyasi görüşlerini açıklamıyorlar. Ekmeğimizden olmamak için bir şey yapamıyoruz. İnşallah bu kez düzelir” ifadelerini kullanıyor.
Esnaf, gezisi sırasında 15 Temmuz darbe girişiminin ardından astsubaylık lisesinde okurken gözaltına alınıp bırakıldığını belirtiyor. Mağdur duruma düştüklerini anlatan esnaf, oğlunun geleceğinin karartıldığını düşünüyor. Şimdiye kadar AKP ve Erdoğan’a oy verdiğini kızgınlıkla ve tepkiyle ifade ederek anlatıyor ve ekliyor: “Hakkımı onlara helal etmiyorum. Siz de haksızlığa uğrayanların hakkını sormazsanız, hakkımızı size de helal etmeyeceğim.” 16 Nisan referandumunda ‘evet’ dediğini anlatan esnaf, “Artık kesinlikle onlara oy yok. Şimdiye kadar oy verdim. Bu civarda 2 bine yakın oyum var. Eş dost ve akrabalarımla görüşüyorum. Sürekli telefon açıyorum. Yemin ettiriyorum. Oy vermeyecekler” ifadelerini kullanıyor. Ağırlıklı emeklilerin olduğu kahvede Ali Şeker’i görenler, emekli maaşları arasındaki farkların çok olmasından şikayetlerini anlatıyorlar. Ali Şeker, Bayrampaşa’daki esnaf ziyaretinin ardından akşam saatlerinde Maçka Parkı’nda gençlerle yaptığı etkinliğe giderken, ayrılıyoruz.
DÜŞÜK ÜCRETE ÇALIŞAN SURİYELİLER
Esnaf gezisi sırasında dikkat çeken bir diğer konu ise Suriyeliler oldu. Suriyelilere dönük ayrımcı tutum burada da dile getirildi. Sıklıkla ifade edilen “Suriyeliler çalışmıyor, devlet bakıyor” görüşüne karşın girdiğimiz bir atölyede gördüklerimiz ise başka söze yer bırakmıyor. Merdiven altı olarak ifade edilen ağırlıklı olarak tekstil işini yapan atölyelerde çalışan Suriyelilerle, uzun çalışma saatleri ve düşük ücretle karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. Ayrıca sosyal güvenceden de mahrumlar. Ama toplumda aksi bir hava varmış gibi gösteriliyor, siyasi partilerin tutumu da bunu güçlendiriyor.
‘MHP’LİYİM OYUMU ERDOĞAN’A VERMEYECEĞİM’
Esnaf gezisi sırasında genç bir esnafla yanımıza geliyor. Kendi ifadesiyle “Koyu MHP’li.” Sonra devam ediyor. Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’la ittifak yapmasını hâlâ anlamadıklarını söylüyor ve anlatmaya başlıyor: “Geçmişte Erdoğan’ın Bahçeli’ye söylediklerini unutmadık. Onurluyuz. Onlar hafızamızda. Erdoğan’a oy vermeyeceğim. Oyumu sadece üç hilale basacağım. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’ye verebilirim. O da net değil. Ama Erdoğan’a kesin oy vermeyeceğim.” Mahalledeki MHP’lilerde benzer bir tutum olup olmadığı sorumuza, “Benim gibi düşünenler var tabii” yanıtını alıyoruz.