23/03/2022 tarihli Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu

ALİ ŞEKER (İstanbul) – Şimdi, bu Mesleki Sorumluluk Kurulunun getirilmesi olumlu bir çalışma, biz bunu destekliyoruz. Ancak burada Kurulun oluşumu konusundaki problemi çözmemiz ve hem vatandaşların güvenini hem ilgili meslek odalarının ve ilgili uzmanlık derneklerinin, hasta hakları derneğinin, işte Eczacılar Birliği, Dişhekimleri Birliği gibi bu konuyla doğrudan ilgili anayasal kurumların, yasal kurumların birer üye vererek 13 kişiden oluşan bir heyet olması, burada hem o uzmanlık kurulu -Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu diye bir yapı var biliyorsunuz, bütün uzmanlık dernekleri bunun içerisinde- o Kurul gidip ilgili uzmanlık derneğine, bu ürolojiyse, bu nörolojiyse, bu beyin cerrahisiyse, bu çocuk hastalıklarıysa o konuda da oradan, ilgili derneğinden de görüş alarak getirecektir ve getirilen o görüş çerçevesinde genel cerrahın değerlendirmesini bir ortopedist yapamaz, bir kulak burun boğaz uzmanının değerlendirmesini bir cildiye uzmanı yapamaz. Yani burada mutlaka ilgili uzmanlığın, ilgili bilirkişiliğin bu Kurulu desteklemesi gerekiyor. Bu desteği almadığımızda ciddi sorunlar çıkacak yarın bir gün. Bunun önünü almamız gerekiyor yani bu Kurulu daha bilgiyle donatacak bir yapıya dönüştürmemiz gerekiyor, bunu bürokratik bir kurul olmaktan çıkarmamız gerekiyor. Bizim, bununla ilgili olarak mutlak bunu genişletecek bir öneriyi Sağlık Komisyonu olarak diğer ana komisyona göndermemiz gerekiyor ki o konuyu arkadaşlarımız bilmeyeceklerdir. Yani orası daha çok hukukçuların olduğu bir alan. Burada hekimler var, eczacılar var, diş hekimleri var ve bu arkadaşlar bu sorunları yaşıyorlar. Eğer etkin, doğru bir değerlendirme yapılsın istiyorsak bunu genişletmek gerekir diye düşünüyorum. Bu Mesleki Sorumluluk Kurulunun aldığı kararlar, işte, rücuyla ilgili olan kararlar, sorumluluğun tespiti konusundaki kararlar önemli. Özellikle, kamu sağlığı hizmetinde ve özel sağlık hizmeti de olsa sonuçta kamu sağlığını ilgilendiren alanlarda yurt dışında İngiltere’de, Almanya’da özellikle sigorta şirketleri ve kamunun sigorta şirketleri bu alanı kapatmış durumda. Şöyle kapatmış: İngiltere’de mesela, Ulusal Sağlık Konseyi dediğimiz servis bütün sorumluluğun bir parçası; bir kamu sağlık hizmeti veriliyorsa, burada bir kusur olduysa “Hekimin yanında ben de bu işte kusurluyum, ben bunu tazmin etmeliyim.” noktasında değerlendiriyor yani orada yüzde 98’i rücu ettirmiyor. Avrupa’daki, İngiltere’deki bu kusurlarla ilgili konularda sağlık hizmetinin bir parçası da kamu olduğu için, kendi sorumluluğu da olduğu için olayı üstleniyor. Özelde de bu kuruldan sonra yargılamanın olması önemli. Burada sigorta şirketleri 2020 yılında topladıkları primin sadece yüzde 26’sını bu zararların tazmini için kullanmışlar, hâlbuki İsviçre’de yüzde 80’ini hastaların zararlarının tazmini için kullanıyorlar ve bu bütçede biriken yüzde 74’lik paylar sigorta şirketlerinin kârı olarak kendi hanelerinde kalıyor. Bu düzenlemeyi getirdikten sonra uzun bir süre bu davaların bir iki yıl daha uzayacağı öngörüldüğünde bu sigorta şirketleri kasalarında ciddi artı para biriktirecekler. Bu tıbbi sorumluluk sigortasının bir an önce bir kamu sigorta fonu şeklinde bir fona dönüştürülmesi gerekli. Bu, sigorta şirketlerine haksız bir kazanca yol açmamalı bizim yapmış olduğumuz bu düzenlemeler ve zarara uğrayacakların tazmini konusunda bunun kamu bütçesinde kalması gerekiyor ki yarın bir gün o tazminatlar ödensin. Bir süre sonra bu sigorta şirketleri bu alandan çekilecekler yani bu tazminatların ödeneceği dönemde iki üç yıl gecikmeyle davaların devam ettiği ve sonuçlandığı süreçte bakacaksınız bu sigorta şirketleri burayı artık kârlı olarak görmediklerinden bu alandan çıkacaklar ve kamuya bir yük bırakacaklar. Bunun bugünden önünün alınması gerekiyor. Bunun bir kâr aracı bir alan olarak kullanılması değil, gerçekten zararların tazmin edilmesi için bir kamu sigorta fonu şeklinde ayrı bir alanda toplanması doğru olacaktır. Bu ilgili dalların, ilgili uzmanlıkların mutlak temsili doğru karar vermek aççısından önemli. Ayrıca en çok üyesi olan Hasta Hakları Derneğinin de burada bir temsilci heyete göndermesi orada hasta haklarıyla ilgili “Ya, bizim olmadığımız alanda bizim zararımız tartışılıyor.” demelerinin de önünü alacaktır. Türkiye Barolar Birliğinin de burada yine temsil edilmesi orada adalete olan güveni tesis etmek açısından da faydalı olacaktır. Bunun için bu yapıcı önergemizin kabul görmesini talep ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

https://www.tbmm.gov.tr/Milletvekilleri/UyeKomisyonKonusmaTutanakDetay?tutanakId=49710

Yasama Yılı: Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam ve 117 Milletvekilinin; Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4290)(Tali komisyon)
Birleşim: 27
Tarih: 5
Tarih: 23 .03.2022