ALİ ŞEKER (İstanbul) – Arkadaşlar, şimdi, öncelikle bu önergemizin girdiği kanun maddesini baştan aşağı dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bu maddenin başlığı “Konut dokunulmazlığının ihlali” “Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan -çıkması istendiği hâlde- çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” diye bir madde vardı, daha sonra buna “iş yeri” de ilave edilmiş oldu 5328’e 8’inci maddeyle, 2005’te. “Birinci fıkra kapsamına -yani az önceki konut dokunulmazlığını içeren Birinci fıkra kapsamına- giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalandan sonra” “Tüm sağlık kurum ve kuruluşları”nı ilave ediyoruz biz buraya, “iş yerleri”nden önce yani iş yerleri için konulmuştu bu madde. Yani normal, girilmesi mutat bir sağlık kuruluşuna rıza olmadan herkes girebilir. Bu, kamuya açık bir yerdir ama bir ameliyathane böyle değildir, bir acil servis böyle değildir, bir muayene odası böyle değildir. O koridorda bir şiddet uyguluyorsa ve o alanı terk etmesi isteniyorsa bir hasta yakınının, bunun karşılığında eğer orada kalmakta ısrar edip sonrasında da şiddete yönelecekse bunun bir yaptırımının olduğunun bilinmesi şiddeti de önleyici bir durum olacaktır. Malumunuz, acil servislerde şiddete uğradık, kilitli kaldık odalarda, ameliyathaneler basıldı, ameliyathanelerin sedyelerle kapıları tutulmaya çalışıldı. Yine, muayene odalarında insanlar bıçaklandı ve bunların öncesinde bunların çıkması istendi ve çıkmadılar oradan yani bunun bir dokunulmazlık ihlaline girdiğinin bilinmesi ve bunun da kamuoyuna anlatılması lazım. Yani sen, oradan o alanı, özellikle bu şiddeti uygulayan hasta yakını… “Acil durumlarda o kişi çıksın.” falan, böyle bir şey yok. Zaten hasta yakınları, acil hastaya müdahaleyi de engelleyen bir unsur oluyor böylesi durumlarda. Hastayla ilgilenmek yerine hasta yakınlarının şiddetine muhatap olduğu için kendi hastası da mağdur oluyor orada. Biz bunu hekimlik uygulamalarımızda yaşadık. Bir kişiyi o iş alanının yani kamu sağlık hizmetinin sunulduğu alanın ısrarla işgal edilmesinden ve daha sonrasında da şiddete yönelinmesi durumundan korumak için böylesi bir konut dokunulmazlığı, iş yeri dokunulmazlığı ihlaline sağlık kurum ve kuruluşlarını da katarak, biz, hem bu sağlık hizmetinin devamını hem de bu şiddetin önlenmesini sağlamış oluruz. Bunun da cezası işte “altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına” deniyor. Burada, alanı terk etmesi talep edildiği… Güvenlik kamera kayıtları olacak tabii, orada şahitler olacak ve bu da o sağlık hizmetinin sunulması için zaten yapılan bir işlem. Bunun eklenmesi sağlıkta şiddeti önleyecek bir durumdur, bunun özellikle eklenmesini talep ediyoruz çünkü aldığımız önlemler yine hâkimlerin inisiyatifinde, katalog suçlara girmesine rağmen, tutuklulukla ilgili olarak katalog suçlara girmesine rağmen hâkim istediğinde bırakabilecek yine. Burada, o alanın ısrarla işgal edilmesi, saatlerce acil servisin işgal altında kalması benim de daha öncesinde defalarca sağlık hizmetini sunarken yaşadığım bir durum. Orada bir şiddet uygulamadıktan sonra, o kişi, orayı bloke eden kişi hiçbir ceza almadan çekip gidebiliyor. Bunun bir yaptırımının olduğunun bilinmesi, bu suçu önlemek ve daha sonrasında gelişecek şiddeti de önlemek açısından önemli. Bunun eklenmesinin mutlaka çok ciddi faydalar sağlayacağını düşünüyoruz. Bunu Komisyonumuzun takdirlerine sunuyorum.
Teşekkür ederim.
https://www.tbmm.gov.tr/Milletvekilleri/UyeKomisyonKonusmaTutanakDetay?tutanakId=49679
Yasama Yılı: | Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam ve 117 Milletvekilinin; Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4290)(Tali komisyon) |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 5 |
Tarih: | 23 .03.2022 |