ALİ ŞEKER (İstanbul) – Şimdi, bir hesap yapmaya çalışıyorum da, 800 lira tek yön geçiş; yap-işlet-devret Osmangazi Köprüsü’nün 45 dolar artı KDV’yle birlikte vatandaşa maliyeti. Her ne kadar 200 liraya geçiliyor olsa da 800 lira bir bedel. Hâlbuki, Boğaziçi Köprüsü -2’ye bölündü biliyorsunuz 16,5 lira- şimdi 2’ye bölündüğü için 8,25 lira. Yani bir yerden 16,5 lira, bir yerden 800 lira. Yani kamu-özel iş birliğiyle, yap-işlet-devretle vatandaşın ne kadar zor duruma sokulduğunu, devletin ne kadar zor duruma sokulduğunu anlamak için dört işlem bilmek yeterli.
Burada biyolojik arıtma tesislerinde, oradaki kanalizasyon atık sularının arıtılması işinde elektrik kullanılıyor, zaman zaman baypas yapılıyor, işte “Su bastı.” “Yağmur yağdı, bilmem ne.” deyip savaklardan su veriliyor vesaire. Siz, elektrik maliyetinin bu kadar önemli olduğu bir noktada, kişilerin kâr hırsına kanalizasyon atık sularını temizleme görevi veriyorsunuz; bu, arıtmanın kesinlikle kurban edilmesi demektir yani orada kâr hırsına kurban edilecek olan bir sistemi o firmaların insafına bırakmak doğayı katletmeye devam etmek demektir, bundan kesinlikle ve kesinlikle vazgeçmek gerekiyor. Biz, bunu, sanayi tesislerindeki durumdan da biliyoruz; atıklarını gece atıyorlar, şekil olarak orada bir arıtma tesisi kuruyorlar ama orayı doğru düzgün çalıştırmıyorlar. Gidip işte, Ergene’de bunu çok net bir şekilde görebiliyorsunuz. Yani bu nedir? Orada özel sektörün insafına ve inisiyatifine bu alanı bırakmış olmanın bedelini doğa ödemeye devam ediyor, daha da devam edecek gelecek kuşaklar; bizim böyle bir şey yapmaya hakkımız yok. Kamu-özel iş birliklerinin bütün dünyada terk edildiği ve işte, şehir hastaneleri örneğinde olduğu gibi, kimi hesaba göre, klasik yöntemlere göre 5-6 kat daha fazla maliyetle kamuya bedel ödettiği bilindiği hâlde, biz, yine, burada da dolar bazında -efendim, atık su garantili sistemlerden bahsedeceğiz- atık su garantisi mi vereceğiz biz bunlara? Yani onun için bu yöntemden kesinlikle vazgeçilmesi gerekiyor; devletin bu konuda birikimi var, belediyelerin bu konuda birikimi var, Türkiye’nin bu konuda yetişmiş uzmanları var; bu konu firmaların kâr hırsına bırakılmamalı, aksi takdirde biz o tesisleri boşu boşuna yapmış olacağız.
Teşekkür ediyorum.
Yasama Yılı: | Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4469) |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 5 |
Tarih: | 30 .05.2022 |