Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve Bağ-Kur prim borcu olan milyonlarca kişi eğer yeni bir düzenleme yapılmazsa 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren kamu sağlık hizmetinden yararlanamayacak. Borcunu 31 Aralık’a kadar kapamayanlar, pandemi koşullarında kaderleriyle baş başa kalacak.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, 2022 yılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinin Plan Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde konuyu gündeme getirmiş, “GSS prim borcu olan toplam kişi sayısı ve 31 Aralık’tan sonra prim borcu olanlar sağlık hizmetlerinden yararlanabilecekler mi” sorusunu bakan Vedat Bilgin’e yöneltilmişti.
Bilgin soruya yazılı verdiği yanıtta, GSS prim borcu bulunan toplam sigortalı sayısı konusunda bilgi vermedi. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bürokratlarının farklı zamanlarda verdikleri röportajlara göre bu rakam 10 milyon-10,5 milyon kişi. SGK’nın web sitesindeyse 83 milyon kişinin GSS kapsamında olduğu belirtiliyor.
Borcunu kapatan yararlanacak
Bakanın yazılı yanıtında GSS pirim borcu bulunanların 31 Aralık’tan sonra sağlık hizmeti almaya devam edebilmeleri için aşağıdaki koşullar sıralandı:
Yapılandırma kanunuyla 31 Kasım’a kadar gelir testine (yoksulluk ve muhtaçlığını tespit ettirme) başvuranlardan, aile içi kişi başı geliri asgari ücretin üçte birinin altında olduğu belirlenenlerin GSS prim borçlarının silinecek ve sonrasında primleri devlet tarafından karşılanacak.
GSS prim borcu olan sigortalılarsa borç asıllarını 31.12.2021 tarihine kadar öder ve prim borçları bulunmazsa yararlanacaklar.
Prim ödeme gücü bulunanların (geliri brüt asgari ücretin üçte birinin üzerinde) ödemeleri gereken prim tutarı olan brüt asgari ücretin yüzde 3’ü kadarı (2022 yılı için 161,55 TL) prim yatırmaları halinde sağlık hizmetleri almaya devam edebilecekler.
‘Ocakta aş yerine, yoksulluk kaynıyor’
Konuyla ilgili açıklama yapan Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç, şunları kaydetti: “Bunun anlamı çok açık. GSS kapsamında olup prim borcunu zamanında ödeyemeyen işsizlerin, okulunu bitirip iş bulamayan gençlerin, siftah yapamayan ve iş yerini kapatmak zorunda kalan esnafın, çiftçinin, ev hizmetlerinde çalışan kadınların ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarının 31 Aralık tarihinden itibaren Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler ve devlet üniversite hastanelerinde sunulan sağlık hizmetlerinden yararlanmaları mümkün olamayacak. Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlik giderek artıyor. Salgın devam ederken yüzlerce işyeri kapandı ve binlerce işçi işten çıkarıldı. Primlerini ödeyemeyenlerin sayısı da giderek arttı. Vatandaşın ocağında aş yerine yoksulluk kaynarken bakan primini ödeyemeyen vatandaşa borcunu borçla kapatmayı ya da yoksulluk ve muhtaçlık testine girmeyi öneriyor.”
‘Sağlık en temel insan hakkı’
İktidar kanadından gelen ‘işsizliğin azaldığı, istihdamın arttığı, ekonominin uçtuğu’ yönündeki açıklamaları hatırlatan Dr. Demir, şöyle devam etti: “O halde vatandaşlar genel sağlık sigortasını, esnaf ise Bağ-Kur prim borçlarını yapılandırma ile son iki yılda üç kez ertelenmesine, faizlerinin silinmesine ve borçların ödeyebilmesi için altı, dokuz, 12 ve 18 ay taksitlendirilmesine rağmen neden hala ödeyemiyor? Milyonlarca vatandaşın sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları bu pandemi döneminde ellerinden alınmaktadır. Sağlık hakkı, bütün vatandaşlar için en temel insan hakkıdır. İktidarın görevi sağlık hakkının bütün vatandaşlar için kamusal, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir olmasını sağlamak.”
Dr. Kılıç da prim borçlularının sağlık hizmetine erişimi için yararlanma süresini defalarca uzatmanın çözüm olmadığını söyledi: “Yoksulların kısa vadede GSS prim borçlarının silinmesi için kaynak mevcut. İlgili kanunun emrettiği gibi sadece sağlık hizmeti için kullanılması yeterli.”