ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Bakanım, Ermenek ve Soma’da direnen madencilerin sorununun çözümü konusunda sözler verildi ama bu sözler tutulmadı. Bu sözlerin tutulması için bir çabanız olacak mı?
Elektrik ve doğal gaz zamlarıyla her yıl gittikçe yükselen fiyatlarla sanayide yüzde 21 arttı elektrik fiyatları, konutta da yüzde 32,3 arttı. Doğal gaz, aynı şekilde, sanayide yüzde 13, konutlarda da yüzde 34 arttı bir yılda. Bu kadar yüksek artışlar karşısında artık elektrik, doğal gaz bir vergilendirme aracı hâline geldi; bu şekilde, insanların ödeyemeyeceği, bütçelerinde çok ağır yük olan bir hâle geldi. Geçmişte elektrik parasını hiç kimse göz önüne almazdı bir aile bütçesi içerisinde ama bugün başlı başına bir vergi. Burada sadece elektrik değil, TRT’ye giden paylar da var. 1 milyar lira enerji payı aktarıldı TRT’ye ve TRT bir alt yazı dahi yazamıyor, böyle bir durumda; bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun dışında da, 1,8 milyar bandrol ücreti almış durumda TRT ama bunların hiçbirinin hakkını vermiyor ve ailelere hane başına 40 lira yük bindiriyor TRT’ye verilen bu ücretler. TRT’ye verilen bu payın kesilip ailelerdeki bu yükün de kaldırılması gerekiyor.
Enerji politikaları dışında maden alanında da çok ciddi tahribatlar yapılıyor, özellikle Kaz Dağları’nda 195 bin ağacın kesilmesi sonucu çok büyük bir tahribat yapıldı. Burada, Kaz Dağları’nda devletin kasasına girecek pay 50-60 milyon dolar kadar, bütün yıllar boyunca devletin kasasına girecek para. 50 milyon dolar için bu kadar ağacı katletmeye değer miydi?
Yine Erzincan İliç’te bir maden var ve bu maden Çöpler köyünde. Genişletmeye, yüzde 50 kapasite artırımına gidiyor. Burada devletin kasasına girecek para 117 milyon dolar; 15 milyar dolarlık altın çıkacak ve bunun karşılığında devletin kasasına pay olarak 117 milyon dolar girecek. Yani, altın bulduğumuza mı sevinelim yoksa firmalar mı sevinsin? Biz doğal gaz bulduğumuza seviniyoruz, işte, doğal gazımız var. Altında bile bu kadar çok düşük bir pay devletin kasasına giriyorken doğal gazda acaba ne kadar bir pay devletin kasasında kalacak? Burada denetimler düzgün yapılıyor mu, bu oranlar tespit edilirken gerekli özen gösteriliyor mu? Ayrıca buradaki siyanür havuzlarının yaratacağı tehlike Türkiye’nin sırtında bir yük olarak kalacak. Daha öncesinde birçok tehlike yaşanmıştı siyanür havuzlarıyla ilgili, biliyorsunuz, Kütahya’da da ciddi bir tehlike yaşamıştık. Küresel iklim değişiminin bu kadar değişken bir döneminde her an iklim felaketleri yaşanabilir. Bu konuda çok daha dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.
Bu arada Erzincan İliç’teki bu madene devletin elde edeceği gelirden yüzde 40 indirim yapılmış durumda, 198 milyondan 117 milyona düşmüş durumda. Yani bu kadar büyük doğa tahribatlarının karşılığında devletin kasasına bu kadar az paranın girmesi, ki hiçbir şekilde bu tahribatları kabul etmek mümkün değil ama bu kadar düşük meblağlar karşısında doğa tahribine son vermek gerek diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.