ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Anayasa Mahkemesinin defalarca reddettiği “Anayasa’ya aykırı, insan haklarına aykırı” dediği maddeleri tekrar tekrar kanun teklifi olarak önümüze getirmekten bıkmadınız. Memuriyete alım ve kamu atamalarında uygulanmak üzere getirmek istediğiniz ve bu uğurda Anayasa’yı, yüce Meclis İçtüzüğü’nü yok saydığınız, vicdanları ayaklar altına aldığınız bu düzenleme, AKP’nin 15 Temmuz sonrası OHAL ikliminden memnuniyetini ve sürekli bir OHAL iklimi yaşamamızı dayatıyor bize. Bu düzenlemenin bir tek hedefi var, kamuda biat etmeyen memurların varlığına son vermek, eski ortağınız yeni düşmanınızla kavga etme görüntüsü altında tüm muhalifleri sindirmek, devletten uzak tutmak onlara geçirecekleri bir ücreti dahi çok görmekten geçiyor.
Anayasa Mahkemesini kapatmayı dahi önerebilecek bir ortağınız var. Anayasa bizim burada olmamızın temeli aslında, ortak sözleşme ve Anayasa Mahkemesi de o ortak sözleşmemizin güvencesi. Artık demokrasiden o kadar uzaklaştınız ki işi Anayasa Mahkemesini kapatmayı teklif etmeye dahi getirdiniz.
Bu baskıcı düzenleme daha çok insanı aç, daha çok insanı işsiz bırakacak. 50 bine yaklaşan vakaların görüldüğü, Covid vakasının görüldüğü bugünlerde insanların asıl meselesi aş, iş ve yaşam güvencesi. Bu süreç içerisinde bu saatten sonra her aşı olamayan kişi ölüm tehdidi karşısında, ölümle burun buruna geliyor. Biz her gün 4-5 otobüs insanı maalesef kaybediyoruz ve buna alışmaya da devam ediyoruz ve Türkiye nüfusuna göre en yüksek oranda Covid hastası olan ülke pozisyonuna geldi. İnsanların aşı yok, aşısı yok, işi yok ve güvencesi yok. Zorla sınavları kazanarak geldikleri yerde de işe başlatmıyorsunuz. Bu Covid salgınında halk mücadele ederken sağlıkçılara en çok ihtiyacımız olan, doktorlara en çok ihtiyacımız olan bu dönemde maalesef doktorlar Türkiye’de kalmayı seçmiyorlar. 2012 yılında sadece 59 hekim yurt dışına gitmek için başvurmuştu, 2013 yılında 90 hekim başvurmuştu, 2019 yılında ise 1.042 hekim yurt dışına gitmek için başvuruda bulundu. Bu ne demek biliyor musunuz? İngilizce ve Türkçe bölümleri olarak 320 mezun veriyor Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Hacettepe Tıp Fakültesi 360 öğrenci alıyor, Ankara Hacettepe bu kadar alırken İstanbul Çapa Tıp Fakültesi de 360 öğrenci alıyor. Cerrahpaşa, Çapa ve Hacettepenin toplam aldığı öğrenci sayısı 1.040. Biz bir senede 1.042 öğrenciyi, mezun olmuş doktoru yurt dışına gönderirken 3 büyük tıp fakültesinden sadece 1.040 öğrenci mezun edebiliyoruz ve en yetişmiş olanları, en yüksek puan alanları da yurt dışına kaptırıyoruz. Onların yerine nereden geliyor? Afrika’dan geliyor, Suriye’den geliyor, Uzak Doğu’dan doktorlar geliyor Türkiye’ye çalışmak için. Biz kaymak tabaka diyeceğimiz, en yetişmiş elemanlarımızı bir bir kaptırıyoruz, niye kaptırıyoruz? Bu çıkan kanunlar yüzünden. Bir öğrenci, haklarıyla ilgili bir eyleme katıldı diye, o kişiyi siz doktorluk yapamaz diye, aylarca güvenlik soruşturmasından dolayı bekletiyorsunuz diye. Biz bu tıp fakültelerinin mezunlarını kaptıracak kadar nasıl şaşırdık, nasıl kendimizden geçtik?
Bu süreç içerisinde de Covid’in bu kadar salgın yaptığı bir dönemde de kafe sahibi, garson nasıl geçinecek? Orada çalışanlar, bulaşıkçısı nasıl geçinecek, sanatçısı nasıl geçinecek; bunlarla ilgili dert etmek yerine onların yanına biraz daha aç insan katabilir miyiz diye uğraşıyorsunuz. Temel gelir desteğiyle tam kapanma gerekiyor arkadaşlar. Vakaların 50 bin, 60 binleri bulduğu bugünlerde mutlaka insanlara temel gelir desteğini verip tam bir kapanmaya gitmemiz gerekiyor, yoksa bu gidişat daha da yüksek ölümlere, 300’lü, 500’lü günlük ölüm sayılarına ulaşacak maalesef.
Kısa çalışma ödeneğini böylesi bir dönemde maalesef, kapattınız, bitirdiniz, insanları açlıkla baş başa bıraktınız.
Bir başka yaptığınız da kendi yandaşlarınıza ikinci görevler, üçüncü, dördüncü görevler vermeye devam ediyorsunuz. 12 Mart 2021 tarihinde AKP Genel Başkanı tarafından kurumsal yapılar güçlendirilecek diye reform paketi açıklandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Kamu görevlerine başka kurumların yönetim, denetim kurullarında en fazla bir görev verilecektir diye. Hâlbuki 31/1/2012’de 162 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nin 1’inci maddesinde şöyle diyor: “15/1/2012 tarihinden itibaren bu görevlerden sadece biri için ücret ödenecektir.” Siz 2012 yılından beri o ikinci görevlerinin dışında üçüncü, dördüncü görevler verdiğiniz kişilerin ücretlerini geri alacak mısınız? Siz mevcut kanunları uygulamıyorsunuz ki üzerine yeni kanunlar çıkartıp, insanların üzerine yeni yükler getiriyorsunuz. Siz ikinci, üçüncü görevler verdiğiniz kişilere bir toplantıya katılacak diye şoför veriyorsunuz. Özel sağlık sigortası yaptırıyorsunuz, seyahat ödemelerini karşılıyorsunuz ve eğer üzerlerine vergi gelecekse o vergiyi de yine devletin kasasından ödüyorsunuz. Yandaşlarınızı korumak adına, bütün muhalifleri yok etmek, sindirmek adına bu kanunu dayatıyorsunuz, kabul etmiyoruz, reddediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)