Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ve talep ederim.
Kadına yönelik şiddet kadınların sosyal hayatta var olma, ekonomik hayata katılım, eğitim hakkından yararlanma gibi temel haklarını kısıtladığı gibi yaşam haklarını dahi ellerinden almaktadır. Kalıcı ve gerçekçi çözüm önerileri hayata geçirilmediği sürece kadına yönelik şiddette yaşanan artış hızla devam edecektir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409, 2018 yılında 440, 2019 yılında 474 kadın öldürülürken 2020 yılının ilk beş ayında da en az 119 kadın öldürülmüştür. Öldürülen kadınlar salt birer istatistikten ibaret değildir. Daha fazla kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddetin yaşanmaması için ivedi bir zihniyet dönüşümü ve kadınları şiddetten koruyacak somut adımların atılması şarttır. Sığınmaevlerinin açılması ve hizmet vermesi de bu somut adımlardan birisidir. Belediyeler Kanunu’nun 14. Maddesi de “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır” diyerek nüfus kriterine bağlı olarak sığınma evi açmayı bir zorunluluk olarak saymıştır. Ancak bu hükme rağmen uygulamada sığınmaevlerinin açılması ve hizmet vermesi konusunda ciddi sıkıntılar devam etmektedir. Bu çerçevede;
- Türkiye’de nüfusu 100.000’in üzerinde olan belediyeler hangileridir? Bu belediyeler içerisinde sığınmaevi açmayan belediye mevcut mudur?
- Ülkemizdeki sığınmaevi sayısı kaçtır?
- Bu sığınmaevlerinin kapasitesi ile il ve ilçelere göre dağılımı nasıldır?
- Kanuni yükümlülüğe rağmen sığınmaevi açmayan belediyelerin sığınmaevi açması için ne gibi adımlar atılması düşünülmektedir?