Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı: 3
Birleşim: 44
Tarih: 16/01/2020
CHP GRUBU ADINA ALİ ŞEKER (İstanbul) – Sayın Başkan, öncelikle, Meclisin emektarı Orhan Aydemir’i rahmetle ve saygıyla anıyorum, ailesine sabırlar diliyorum.
Ayrıca, iyi hekimlik için mücadele veren doktor Ali Özyurt’u kaybettik. Kendisinin iyi hekimlik yapılması için çok büyük çalışmaları, emekleri vardı; onu da saygı ve rahmetle anıyorum, Allah’tan rahmet diliyorum.
Bugün buraya, İstanbul’un değişik bölgelerinde yaşanan heyelan ve çökmelerle ilgili size bilgi vermeye ve bir araştırma önergesinin kabul edilip bunların sıkıntı yaşanmadan araştırılmasını talep etmeye geldim.
Buradaki bu haritada görüyorsunuz: Büyükçekmece, Beylikdüzü, Haramidere, Esenyurt ve Avcılar bölgelerinde çok ciddi kayma alanları var. Ve bunların bir kısmında, o hani dikey yapılaşmadan şikâyet ediyorsunuz ya, o dikey yapılaşmanın ürünleri var. Ve bu bölgelerde normalde 2 katlı yapıların bile yapılması sakıncalıyken buralara 30 kat, 40 kat binalar dikildi. Ve bunlar sağlam zeminde değil, Pisa Kulesi gibi yamulmak üzere ve bazıları da yamuldu, yıkıldı, yeniden yapıldı.
Şimdi, böylesi bir durumda, şöyle durduk yerde yıkılan binaların olduğu bir yerde, 3 katlı, 2 katlı binalar yıkılırken siz kalktınız 40-45 katlı böyle binalar yaptırdınız, hem de bu heyelan bölgelerine ve burada binin üzerinde insan yaşayacak tek bir binada. Ve bu binin üzerinde insanın yaşayacağı binalar sağlam zeminde değil. Ve bununla ilgili olarak zemin etütleri doğru düzgün yapılmadı ve bunlara anormal kat yükseklikleri verildi. Ve burada yaşayanların deprem olmasını beklemelerine gerek yok, zaten zemin kendiliğinden kayıyor ve bu binalarda hiç bir şekilde güvenlikleri yok. Şurada görüyorsunuz, kayan zeminler hemen altında, üstünde 40-45 katlı binalar. Bu, aslında devletin yükümlülüğünü, sorumluluğunu yerine getirmediğinin işaretleri. Siz dediniz ki: Biz, imar barışıyla merkezî olarak rüşveti merkezîleştirelim, merkeze paramızı alalım, burada yaşayanlar ister ölsün ister kalsın, bizim umurumuzda değil. Avcılar’da depremden dolayı yıkılması gereken binalardan 74’ü hâlâ yıkılmamış durumda ve bir depremde 100 binin üzerinde -en az 100 bin- can kaybı bekleniyor ve biz hâlâ bozuk zeminlerde bu inşaatları yapmaya devam ediyoruz. “İstanbul’a ihanet edildi.” Evet, doğru, ihanet edildi ama o ihanetin sonucunda insanlar canlarını kaybedecekler. Bunların araştırılması gerekiyor, önlem alınması gerekiyor.
Sadece bu değil, özellikle Kanal İstanbul’un geçeceği güzergâhta, Avcılar kıyısı göl, lagün. Artık burası lagün olmaktan çıkıp akarsuya dönüşecek ve bu, heyelan bölgelerini tetikleyecek, orada yaşayan yüz binlerce insanı tehdit edecek. Bu kanalın Marmara ağzında zaten depremin yıkıcı etkileri bekleniyor; bu, akarsu hâline gelen bölge buradaki kaymaları ve zemin sıvılaşmalarını daha da artıracak, bu da başka bir probleme yol açacak.
Bizim talebimiz şudur: Bu yüksek yapıların olduğu yerlerde mutlaka bir araştırma yapılması gerekiyor insanlar bunun bedelini canıyla ödemeden önce.
Biliyorsunuz, daha önce deprem toplanma alanları vardı, bunların her biri imara açıldı ve yüksek katlı binalar yapıldı. Siz, işte, coğrafik bilgi sistemleriyle ilgili yeni bir yasa getirdiniz. Aslında burada yaptığınız şu: Rantı merkezîleştirmek, rüşveti merkezîleştirmek. Hâlbuki siz ne diye geldiniz? Ademimerkeziyet diye geldiniz; “Yerinden yönetimi güçlendireceğiz.” dediniz ama bütün yönetim erklerini merkeze topladınız. Daha önce bir başbakan şunu demişti: “Küçük ölçekli bir şeyler olursa yapabilirim ama orta ve büyük ölçeklilere doğrudan reis karar veriyor.” Biz de diyoruz ki: “O bölgede yaşayanlar karar versin.” Eğer siz bütün gelirleri bu yasa değişikliğiyle merkeze toplarsanız, o merkezden harcayacağınız parayı oradaki vatandaş için nasıl harcayacaksınız? Çöpü için, kanalizasyonu için, altyapısı için orada yerel yönetime hiçbir şey bırakmıyorsunuz; bu, yanlış bir şey.
Bununla ilgili olarak, daha öncesinde “Mall of İstanbul” diye bir yer var. Bu “Mall of İstanbul” dediğimiz yerde şöyle bir bina yükseldi, önce inşaatı böyleydi ve bu inşaat yükselen yerin, buranın hikâyesi, rantsal dönüşümü de şöyle…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ŞEKER (Devamla) – Bir dakika alabilir miyim?
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Burası vatandaşın elinde. Vatandaşa diyorlar ki: “Bize ver.” TOKİ devreye giriyor, Torunlar İnşaat devreye giriyor, AKP’li belediye başkanı devreye giriyor; alamayınca, burayı, şu binanın olduğu yeri okul alanına çeviriyorlar. Okul alanına çevirdikten sonra diyorlar ki: “Devlet okul yapacak, sen burayı bize ver.” Ve görüyorsunuz, okul yapılması gereken yerde koskoca bir rezidans yükseldi, iş merkezi yükseldi. Yani bunları yapan iktidar diyor ki: “Bize güvenin, biz sizin adınıza en doğru kararları veririz.” Hani “Derenin intikamı ağır olur.” deniyordu ya, derenin intikam aldığı yer burası. Orası baraj gibi tıkanmıştı, onun üzerine siz bu gökdelenleri yaptınız oraya.
Bir kere daha diyoruz ki: Bu rantsal dönüşüm bu halka çok büyük bedeller ödetecek. Siz halkı düşünün biraz. Bu heyelan bölgelerini araştıralım ve bu halk daha çok can vermeden çözüm bulalım.
Saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum hepinize. (CHP sıralarından alkışlar)
https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/genel_kurul.cl_getir?pEid=84697