Ankara’da akşam saatlerinde askeri servis araçlarına yönelik asker ve sivil 28 kişinin hayatını kaybettiği, 61 kişinin yaralandığı saldırının ardından CHP Sağlık Komisyonu üyeleri basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında konuşan Şeker saldırının ardından şunlara değindi:

“Ankara’da hemen yakınımızda bulunan Merasim Sokak’ta gerçekleşen saldırıya ilişkin bugün CHP Sağlık Komisyonu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın açıklaması yaptık.

Söyleyecek çok şey var ama şimdilik Meclis’in dibinde gerçekleşen saldırıya kulaklarını kapatanlara söylediklerimiz şunlardı:

Bildiğiniz gibi Başkentte 10 Ekim 2015 tarihinde 102 vatandaşımızı kaybettiğimiz Ankara Katliamından sonra maalesef ikinci Ankara Katliamını da dün yaşadık.

Bu alçak saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ülkemizin başı sağolsun.

Patlamanın gerçekleştiği esnada Mecliste idim.

Patlamanın duyulması ile birlikte meclisin çok yakınında gerçekleşen bu saldırının yapıldığı yere hemen yürüyerek gittim. Orada gördüğümüz manzara karşısında yüreğimiz ve kanımız dondu. Gördüğümüz tablo: Yanmakta olan servis otobüsleri, hayatını kaybeden vatandaşlarımız, yerlerde yatan ve özel araçlarla, ambulanslarla hastaneye yetiştirilmeye çalışılan yaralılar ve uzaklara dağılmış, erimiş metal araç parçaları idi.

Saldırının ardından CHP Sağlık Komisyonu olarak Güven Hastanesi, Ankara Numune Hastanesi ve GATA’ya gittik.

Güven Hastanesi’nden aldığımız bilgilere göre gittiğimizde hastanede 10 yaralı vardı. 9 vatandaşımız 112 ambulansıyla hastaneye getirilmişti, ne yazık ki 24 yaşında sivil memur genç bir kadın vatandaşımız hayatını kaybetmişti.

Numune Hastanesi’nde yakınlarını bulamayan aileler olduğunu gördük. Hastane yetkilileri 8 hastanın geldiğini, 5 kişinin taburcu olduğunu, hastanede kalanların da durumunun iyi olduğunu belirttiler. Hastaneye gelenlerin sivil memur ve askerler olduğunu ifade ettiler.

GATA’daki yetkililer ise 14 yaralının hastaneye getirildiğini, 1 kişinin geldiğinde hayatını kaybetmiş olduğunu belirttiler. Özellikle bir otobüsün tamamen yandığı bilgisinin geldiğini belirttiler.

Bu tür durumlarda patlama olayına bağlı olarak basınç blast etkisiyle akciğerlerin ve organların patlaması, yüksek ısı etkisiyle ciltte yanma, sıcak havanın nefes yoluyla içeri çekilmesinin yarattığı solunum yolu yanığı ve patlayıcı şarapnel parçalarının vücuda çarpması gibi nedenlere bağlı olarak ölümlerin gerçekleşebiliyor. Bu olayda gelen yaralıların ağırlıklı olarak patlamaya bağlı cam yaralanmaları ve vücutlarında yanıklar olduğunu söylediler.

Konuştuklarımız “Şiddeti arttıracak politikalar çözüm değil. Sorunu meclis çözmezse başka ülkelerin meclisleri çözer” yorumunda bulundular.

Araç servisi şoförlerinden biriyle yaptığımız görüşmede 142, 143, 144 numaralı 3 Eryaman servisinin patlamadan doğrudan etkilendiğini ve yandığını, özellikle 143 numaralı servisten kimsenin çıkamadığını ifade etti. 141 ve 142 numaralı servislerden tüm yaralıların tahliye edildiğini söyleyen servis şoförü, servislerin dolu olduğunu ve 50 kişilik olduğunu söyledi.

Evet, arkadaşlar bugün biz CHP Sağlık Komisyonu olarak yapacağımız basın toplantısını Sahte İlaç Konusunda bir bilgilendirme gerçekleştirecektik ama dün yaşanan katliamdan sonra sahte hükümeti, sahte demokrasiyi, sahte güvenliği konuşmak zorundayız.

Ülkemizde güdülen kin politikası nedeniyle huzursuz, can güvenliği olmayan bireyler haline geldik tüm toplum olarak.

10 Ekim’de gerçekleşen katliamdan sonra ülkemizde yaşayan 78 milyonun can güvenliği tehlikede demiştim.

Şu anki tabloda durum tehlike boyutunu geçti.

Can güvenliği olmayan bireyleriz hepimiz.

Herkesin sorduğu soru şu: Bu patlamaları bir bir yaşıyor iken bu ateş çemberinin içinde alınan güvenlik önlemleri nedir? Önlem almak için neler yapılıyor?

Bir ülkenin başkentinde 4 ay aralıkla yine bombalı saldırı sonucu katliamlar yaşanırken, Hükümetin görevi sadece yayın yasağı getirmek, sosyal medyayı engellemek olmamalıdır.

Ülkemizde kahvehaneler taranıyor, araçlar kundaklanıyor, insanlar göz göre göre suçsuz yere evlerinde öldürülüyor, bombalar patlıyor itiraz eden, bu böyle olmaz diyen coplanıyor biber gazına maruz bırakılıyor, öldürülüyor.

Hükümet ve hükümet yetkilileri acil surette bunun hesabını halka vermek zorundadır.

Ülkemizde yaşanan her katliamdan sonra hükümet görevlilerinin sadece olayı kınaması, kınayarak terörü bitirebileceklerini sandıkları yanılgısına düşürüyor bizleri.

Canlı bombanın kendini patlatmadan yakalanamadığı özgürlükler ülkemizde, siyasiler olarak sadece elimizden acıyı paylaşmak, üzülmek gelmemeli.

Suruç Katliamı sonrası, Ankara Katliamı yaşanmadan önce CHP olarak yaşanan terör olaylarını araştıralım dedik araştırmadınız! Gerçeklerin araştırılmasından neden korkuyorsunuz! Yaşananların altından bir bağlantınız çıkacağından mı endişe ediyorsunuz! Terörü sonlandırmak yerine siyasi amaçlarınız için şiddeti artırmayı terörü kullanmayı mı seçiyorsunuz. Daha önce “Şimdi Ankara’da ki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz oylarımızda bir yükseliş trendi var.” dediğiniz gibi. Halkı kutuplaştırıp başkanlık hedefi için mi kullanıyorsunuz

1. Ankara katliamını yıllardır dinlediğiniz Yunus Emre Alagöz ile yapan E.U’nun kimliğini neden gizliyorsunuz. Bu ülkede insanların, fiilen yok saydığınız anayasa ile güvence altına alınmış haber alma özgürlüğü vardır. Sizin hayalinizdeki Ortadoğu ülkesi olmayacaktır Türkiye!

Hükümetin ölümlere karşı duyarsızlığı 2. Ankara katliamına zemin hazırlamıştır.

2. Güvenlik ve istihbarat zafiyeti sonrasında bir dahaki bomba mecliste mi yoksa Genelkurmayın içinde mi patlayacak!

Saldırıdan sonra saldırganın kimliğine ilişkin açıklamada intihar bombacısının Suriyeli olduğu açıklanmıştır. Keşke saldırıdan sonra kimlik tespitinde gösterdiğiniz bu hassasiyet ve hızınızı saldırıları önlemede de gösterebilseydiniz!

Bir aileye sonsuz iktidar sunma başkanlık, krallık hevesi ile ülkemiz kaosa ve Ortadoğu bataklığına sürüklenmiştir.

Hükümet gerekli bakan değişikliklerini yapıp unutmuş olduğu güvenlik önlemlerini alarak ülkeyi yönetmelidir.

Saray darbesi ve vesayetine son verilmeli, ülkemizde huzur ve güven ortamı yeniden sağlamalıdır.

Canlı bombalar “kendini patlatmadan” yakalanmalı ve katliamlar önlenmelidir. Koruyucu tedbir alın, vatandaşlarınızı korumak için önlemler alın artık!

Tüm terör örgütleri ile etkili mücadele yürütmelidir. İnsan yaşamının güvende olmadığı ortamda et fiyatlarını, kişisel verilerin korunması kanununu konuşmak yerine kişilerin can güvenliği ülke güvenliği konuşulmalıdır. Çünkü en temel hakkımız olan yaşama hakkı tehlikededir.

Bir an önce sarayın güvenliğine feda edilen halkın güvenliği sağlanmalıdır.

Bugünde Diyarbakır’dan en az 6 askerimizin şehit olduğu haberi geldi. Mecliste bu işin çözümü konusunda bir an önce Hükümeti göreve davet ediyoruz!” diyerek basın açıklamasını sonlandırdılar.