CHP’li Şeker, Haziran Hareketi’nin ‘Hayır’ kampanyasına destek verdi.
Tacettin DURMUŞ /  Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Sözcüsü Alper Taş ile birlikte Haziran Hareketinin ‘Hayır’ kampanyası çalışması kapsamında Kars’a gelen CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandumunda oylanacak olan Başkanlık Sistemini eleştirdi.

Haziran Hareketi’nin Artvin’in Ardanuç ve Şavşat ilçelerinde başlattıkları 16 Nisan’da gerçekleştirilecek olan referandum için ‘Hayır’ kampanyasının verimli geçtiğini söyleyen CHP’li Şeker, Kars Eğitim Sen’de aralarında CHP, HDP, Kars 78’liler Derneği üyeleri, bazı STK ve dernek temsilcileri ile bir araya geldi.
ÖDP Başkanlar Kurulu Sözcüsü Alper Taş’ın ardından katılımcılara konuşan Şeker, AK Parti’nin defolu ve ayıplı rejim değişiklik tasarısı ile kişiye özel rejim tasarlamasını halktan kaçırarak, aynı zamanda halkı, başka konulara yönlendirerek olumsuzlukları halkın dikkatinden kaçırmak istediğini ileri sürdü.

CHP olarak konunun anayasa komisyonuna geldiğinden bu zamana kadar halk duysun diye mümkün olduğu kadar bu tasarıyı duyurmaya ve gündemde tutmaya çalıştıklarını da söyleyen Şeker: “Meclis çalışmaları sırasında da mücadele verdik. Halkın duyması için elimizden gelini yaptık. Halk bu işin geçeğini öğrense yüzde 99 ‘Hayır’ der. Burada sadece bir kişi ve ailesi dışında hiç kimseye yani AK Partililere bile hayrı yok. Bu iş sadece bir ailenin kurumsallaşması için yapılmış bir düzenlemedir.”dedi.

YARGIYI FETULLAH GÜLEN’E TESLİM ETTİLER

12 Eylül’de Cunta Lideri Kenan Evren’in ‘Cunta Lideri yargılanamaz’ maddesini anaya değişikliği kanunun içerisine koydurduğunu da hatırlatan Şeker: “AK Parti Hükümeti 2010’da 12 Eylül cuntacılarını yargılayacağız’ demişlerdi.

Sonra hepsi rahmetli oldu. Kimseyi yargılamadılar. Yargıyı da götürüp Fetullah Gülen’e telsim ettiler. Şimdi pişmanız diyorlar. Bunu tekrardan düzenleyelim diyorlar. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan ‘Yüksek’ kelimesini çıkartıyorlar daha doğrusu Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkartıyorlar. Bugün Başkalık Sistemi var dedikleri Amerika’da başkan istediğini yapamıyor. Tramp geldi. Yargı ‘Dur, haddini aşma ’dedi. Eğer biz bir aradaysak hukuka ve adalete olan güvenimizden bir aradayız. Adalet olmasa orada devlet olmaz, adalet çürürse devlet de çürür.

Son yıllarda yaşadığımızda budur. Bilerek devleti ve adaleti çürütüyorlar. Bu nedenle ülke de bir çürümeye doğru gidiyor. 15 yıldır ülkeyi yönetenler ‘beş yıl daha verin her şeyi düzelteceğiz’ diyorlar. Hukuk devleti olmaktan çıkan, laik demokratik devlet olmaktan çıkan bir rejimi önümüze dayatıyorlar. Bunun adı Faşizm ve diktatörlüktür. Bunun anlamı dünyanın her yerinde budur. Zaten yargı, yasama ve yürütme tek bir kişide toplanacak. Yani tekçi bir anayasa, birleştiren, barıştıran ve uzlaştıran değil, tek bir kişinin yönetimini herkese dayatıyorlar.

Bir kişi seçilecek beş yıl boyunca zaten Başbakan yok, rektörleri, cumhurbaşkanı yardımcılarını ve her kesi atayacak. O atanmış olanlarda Türkiye’nin bütün bütçesini harcayacak. Cumhurbaşkanı Necdet Sezer zamanında harcanmayan örtülü ödenek geri aktarılırdı ve hazineye kalırdı. Şimdi bu bütçenin onlarca katını harcamak yetmezmiş gibi 80 milyonun bütçesini tek başıma kullanacağım ve 5 yıl boyunca bana kimse hesap soramayacak dediler.

Ben seçileceğim ve beni yargılayacaklarını da ben seçeceğim. Anayasa Mahkemesi üyelerinin 12’sini doğrudan, 3’ünü de dolaylı olarak yine seçilecek olan başkan belirleyecek. Yani bir şekilde 5 yıl boyunca hiçbir şekilde hesap soramayacağınız gibi 5 yıldan sonra da zaten devleti tamamen eline aldığı için ikinci ve üçüncü defada seçilmenin yolları açılmış olacak.

VATANDAŞ, DERDİNİ BİR MİLLETVEKİLİNE ANLATINCA BİR ÇÖZÜM BULABİLECEK Mİ?

FETÖ’yü bahane ederek bütün muhalifleri, bütün öğretim üyelerini, barış ve kardeşlik diyenlerin, bir arada yaşam diyenlerin burunlarından getirdiler. 12 Eylül’de bile bu kadar uzun sürede iddianame hazırlanmayarak göz altında ve tutuklu kalmalar yaşanamadı.

Başkanlık sistemi gelinde vatandaş, derdini bir milletvekiline anlatınca çözüm bulabilecek mi? Sorunu ortaya koyup çözüm arayabiliyorlar. Böyle bir durumda meclisin hiçbir fonksiyonu kalmayacağı için derdinizi doğrudan saraya anlatacaksınız. Ama bırakın sarayın duvarı aşmayı, saraya giden yollar bile kapalı. Artık birey olmaktan, özgür yurttaş olmaktansa sarayın kulu kölesi olmaktan başka bir düzenleme olmayacaktır. Bunu 80 milyonun kabul etmesi mümkün değil. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ der.

Tabiki dünya 5’ten büyüktür ama 80 milyon da bir kişiden büyüktür. Yani ‘tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan’ diyor ya peki biz ne zaman bölündük, parçalandık. Yani bizim bildiğimiz şu anda bu sistemle 5 yılda gelen tek seçmen sistemi oluyor ve 5 yıl boyunca hiçbir şekilde hesap sorma hakkı olmayacak. Biz eskiden 20 milletvekili bir araya gelip bir gen soru verebiliyorduk.

Yani Ankara katliamı ile ilgili bir gen soru verdik ve ‘siz göz göre göre bu katliama göz yumdunuz, bunun hesabını verin’ dedik. Bu getirmek istedikleri düzenlemede gen soru verme uygulaması da ortadan kalkmış olacak. Bu gelecek olan düzenlemede güvenoyu da ortadan kalkacak.”dedi.