İktidarın ‘Türkiye tarihinin en büyük yatırımı’ olarak övündüğü Üçüncü Havalimanı inşaatında çalışan işçilerin anlatımları, şantiye alanının işçiler için nasıl bir mezarlığa döndüğünü gözler önüne seriyor.
Türkiye’de yaşanan iş cinayetleri, AKP’nin 15 yıllık iktidarı boyunca katliam boyutuna ulaştı. Emek ve insan hakları örgütleri tarafından hazırlanan raporlarda, iş cinayetlerinin bu boyuta gelmesinin nedeni “patronların kâr hırsı” olarak yorumlanıyor. AKP’nin “Türkiye tarihinin en büyük yatırımı” olarak övdüğü İstanbul’da yapımına devam edilen 3’üncü Havalimanı inşaatında çalışan işçilerin iddiaları, şantiyenin dev bir mezar haline geldiğini gözler önüne serdi. Şantiye içerisinde çok sayıda ölüm yaşandığını ifade eden işçiler, bu ölümlerin kendilerinden dahi gizlendiğini vurguladı. İşçiler, şantiyede yaşanan ölümlerin kamuoyuna ve basına yansıması halinde “işten atılmakla tehdit edildiklerini” kaydetti.
3’üncü Havalimanı şantiyesinde çalışan ve güvenlik nedeni ile ismini paylaşmayan bir işçi, şantiyede şahit olduğu iş cinayetlerini aktardı. Kendisinin de tanık olduğu bir iş cinayetini anlatan işçi, “Terminal bölgesinde kulenin dikileceği yerde çalışıyordum. Çalışan işçi VMK firmasındaydı. İşçinin üstüne iskele devrildi. 30 metre yükseklikten betona çakıldı. Cenazeyi kaldırdılar. Ailesine de direkt para verip susturdular” dedi.
‘Sürekli arkadaşları ölüyor’
Şantiyede çalışma koşullarının çok ağır olduğunu dile getiren işçi, “İşçilerin gözlerinin önünde sürekli arkadaşları ölüyor. Geçen gün de bir işçi binadan düşünce karnına şiş battı. Paramparça oldu” dedi. Şantiyede çok sayıda işçinin çalıştığını söyleyen işçi, çalıştığı bir yıllık süreç boyunca sadece kendisinin duyduğu yaklaşık 30 iş cinayetinin yaşandığını kaydetti. İşçi, “Daha kar yağdığı zaman iki Karslı arkadaşımız vardı. Emniyet kemerleri yoktu. İskele devrildi. Düşüp öldüler. Firmalar sorumsuz davranıyorlar, şefler denetlemiyor, önemsemiyor” diye konuştu.
‘Toplu iş bıraktılar’
İşçi, yaşanan iş cinayetleri karşısında işçilerin tepkilerini dile getirdiklerini belirtirken, “Benim gördüğüm bir iş cinayetinden sonra işçiler şeflerle tartıştı. Toplu iş bıraktılar. Bu olanları da basına yansıtmıyorlar zaten. Para verip susturuyorlar. Bu kadar gizlenmesinin sebebi bu. Havaalanının çalışması durdurulur. O korkudan dolayı yansıtmıyorlar” ifadelerinde bulundu.
Şantiye koşullarının kötü olduğunu söyleyen işçi, “İşçiler bu şartlar altında çalışmak istemiyorlar. Kendi gözlerimizle de görüyoruz. Burada yemek dağıtılıyor, sınırlı yemek veriliyor. İşçiler üzerinde baskı var” diye konuştu.
Şantiyedeki taşeron firmalardan birinde 3 ay boyunca çalıştığını söyleyen ve güvenlik nedeni ile ismini vermeyen bir başka işçi de, “Orayı anlamak için 1 ay çalışmak yeter” dedi. İşçilerin ağır koşullarda çalıştığını belirten işçi, şunları kaydetti: “İş taşerona verilmiş. Onlar da kalfaya vermiş. Tabi bu resmi değil. Herhangi bir sorun yaşandığında o yüzden kimse muhatap bulamıyor. Ağır sektörde çalışanların maaşı asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Maaşın 3 bin ise bin 600 olarak yatırılıyor, diğerini de elden veriyorlar. Ama artık onu da ne zaman vermek isterlerse… Parça parça veriyorlar bunu da. Bir nevi asgari ücrete çalışmış oluyorsun. İlgili bakanlıklar da bununla ilgilenmiyor. Çünkü bunu kimse denetlemiyor. Böyle gelmiş böyle gider…”
‘Kazalar çok oluyor’
Hafriyat kamyonlarının adeta ölüm saçtığını kaydeden işçi, “Prim usulü çalışıyorlar. Günde ne kadar çok sefer atarsa o kadar para kazanıyorlar. Bu da hem onun hem de karşısındaki kişinin canına mal oluyor. Şantiye içerisinde bulunan servis araçları yerleşkelere işçileri dağıtıyor. Bunlar kamyonların olduğu taraftan gidiyor. Ve bir şey düşse kamyondan insanlar ölecek” dedi. İş güvenlik uzmanlarının, iş güvenliği konusunda eğitim verdiklerine de değinen işçi, “Bize çok sayıda işçinin öldüğünü söylediler. İş güvenlikçiler bunun üzerine durmuyorlar. Bize sadece dikkat edin diyorlar” diye konuştu.
‘İşçilerin dahi haberi yok’
Havalimanı inşaatından ayrılan ve ismini paylaşmayan bir başka işçi de, kendisinin şahit olduğu 7-8 iş cinayeti yaşandığını belirtti. İçeride meydana gelen iş cinayetlerinin kamuoyuna yansımasının engellendiğini vurgulayan işçi, ölümlerden işçilerin dahi sonradan haberi olduğunu kaydetti. İşçi, tanık olduğu bir iş cinayetini şu sözlerle anlattı: “Şantiye içerisinde bir göçük oldu. Kar yağmadan bir iki gün önce göçük olmuş. Birkaç araba içeri yuvarlanmış. Bizim bile haberimiz çok geç oldu. Bir Vietnamlı işçi öldü. Saha elemanları da kamyonun altında kalarak ölmüş. Bir başka olayda ise iki servis minibüsü çarpıştı. 15-16 yaralı vardı, 1 ölü vardı.”
Meclis gündeminde
Ölümlere ilişkin Meclis’e soru önergesi sunan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, havalimanı şantiyesinde birçok iş cinayeti yaşandığını, ancak bunların “trafik kazası” gibi yansıtıldığını dile getirdi. Şantiyede dolgu alanlar olduğu için sık sık çökmeler meydana geldiğine işaret eden Şeker, ihmaller sonucu çok sayıda işçinin yaşamını yitirdiğini kaydetti. Şeker, şantiyede ne kadar ölüm olduğuna dair net bir verinin olmadığını söylerken, bu durumun “ihalenin yandaş müteahhitlere” verilmesi ile bağlantılı olduğunu belirtti.
45 günde 3 iş cinayetinin yaşandığı havalimanı şantiyesini, Şubat ayında Meclis gündemine taşıyan Şeker’in soru önergesi hala yanıtlanmayı bekliyor.
Kaynak: Özgürlükçü Demokrasi