Çorlu tren kazasının sebeplerine, davada görev alan bilirkişi heyetinin oluşumuna ve yol bekçisi kadrolarının neden lağvedildiğine ilişkin
8 Temmuz 2018 tarihinde Kapıkule’den İstanbul’a doğru hareket eden yolcu treni Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Köyü mevkiinde hareket halindeyken; gün içerisinde bölgedeki yoğun yağış nedeniyle hat üzerindeki bir menfez ile raylar arasındaki kumlu toprak ve balastın (mıcır) boşalmasından dolayı raylar ve zemin arasında boşluk oluşması sonucu 5 yolcu vagonu devrilmiş; trende yolculuk yapan 25 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 318 yurttaşımız da yaralanmıştı. Kazanın oluş şekli, yaşanan ihmallerin ortaya çıkması ve çok sayıda yurttaşımızın hayatını kaybetmesi nedeniyle kamuoyunda Çorlu Tren Katliamı olarak anılan olayın üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtikten sonra yargılama nihayet geçtiğimiz günlerde başladı.
10 ve 11 Eylül 2019 tarihlerinde Çorlu Halk Eğitim Merkezi salonunda gerçekleşen duruşmalarda dile getirilen gerçekler, yaşanan kaza/katliamın neden gerçekleştiğini ve demiryolu ağımızın son 20 yılda tehlike ve kazalara nasıl açık hale getirildiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte büyük önem verilen demiryolu ağının insan odaklı bir kontrol sistemi vardı. Sorumluluk alanları belirlenmiş ve o bölgede yaşayan insanların istihdam edildiği “yol bekçisi” kadrosuyla istihdam edilen işçiler aracılığıyla kontrolü sağlanan demiryolu ağı, AKP’nin tek başına iktidara gelmesinden sonra yaşanan politika değişikliği ile kontrolsüz bırakıldı. 2002’den itibaren kaldırılan yol bekçiliği kadrosu yerine yeni bir sistem ikame edilmeyince, Edirne’den Kars’a demiryolu ağı her türlü riske açık hale getirildi. Yaşanan bu denetimsizlik yıllarında Pamukova, Ankara ve Çorlu faciaları gibi tren kazaları yaşandı.
10-11 Eylül Çorlu Tren Katliamı duruşmalarında hem sanıklar hem sanık avukatları, hem de müşteki avukatlarının ifadeleri ve beyanlarıyla bu süreç tüm çıplaklığıyla ortaya konulmuş oldu.
Bu çerçevede;
- Çorlu Tren Katliamı’ndan sonra açılan davada oluşturulan bilirkişi heyetinde, TCDD’ye sinyalizasyon, menfez, köprü işlerinde hizmet veren şirketlerin temsilcilerinin yer aldığı, bu isimlerin aynı zamanda anılan konularda TCDD’ye danışmanlık hizmeti veren isimler olduğu doğru mu? TCDD ile maddi ilişkileri olan isimleri davayı açan başsavcılığa kim verdi?
- Çorlu tren faciası davasında bilirkişi olarak atanan ve açılan davanın dayanağı olan bilirkişi raporunu hazırlayan isimlerin TCDD, TCDD’ye hizmet veren firmalar, TCDD proje yüklenicisi olan firmalar veya alt taşeronlarıyla maddi gelir sağladıkları iş, danışmanlık, yöneticilik veya başka bir ticari ilişkisi var mıdır? Varsa bu iş ilişkileri nelerdir?
- Demiryolu ağının kontrol sisteminin dayanağı olan Yol Bekçileri kadrosu ne zaman kaldırıldı? Bu sistemin yerine çağın ve teknolojinin olanak sağladığı herhangi bir kontrol sistemi ikame edildi mi?
- Seçim öncesi İŞKUR üzerinden onbinlerce işçi işe alınıp tanımsız işlerde çalıştırılırken; Türkiye demiryolu ağlarında uzun yıllardır var olan, demiryolu ağı boyunca rayları, menfezleri, köprüleri kontrol eden “yol bekçisi” kadrolarının tasarruf amacıyla lağvedildiği iddiası doğru mudur?
- TCDD mevzuatına göre halen “yol bekçisi” kadrosu ile istihdam edilmiş personel var mı? Son 20 yılda bu kadro ile istihdam edilen personelin yıllara göre sayısı nedir? Yol bekçilerine verilen sorumluluk alanları kaç kilometredir?
- TCDD bünyesinde görev yapan “yol bakım sorumlusu” personel sayısı kaçtır? Bir yol bakım sorumlusu personelin hat sorumluluk alanı kaç kilometredir?
- TCDD bünyesinde görev yapan “köprü bakım sorumlusu” personel sayısı kaçtır? Bir köprü bakım sorumlusu personelin hat sorumluluk alanı kaç kilometredir? Sorumluluk alanı üzerinde kaç köprü, menfez ve viyadük bulunmaktadır?
- Çorlu Tren Katliamı davasında sanık olarak yargılanan TCDD köprü bakım sorumlusu Çetin Yıldırım’ın duruşma salonundaki ifadesinde dile getirdiği “Eskişehir’den Edirne’ye 700 kilometrelik hatta bulunan 239 köprü ve 2468 menfezden sorumlu tek köprü bakım sorumlusuyum” ifadesi doğru mudur?
- Çorlu tren katliamının yaşandığı tarihlerde, kazanın yaşandığı sorumluluk bölgesinde “yol bekçisi”, “yol bakım sorumlusu” ve “köprü bakım sorumlusu” veya başka bir unvanla hattı kontrol ve onarımla sorumlu olarak çalışan personel sayısı kaçtır?
- Katliamın yaşandığı bölge üzerinde bulunan demiryolu hattına ilişkin, son 5 yılda, oto veya trenle hat üzerinden geçilerek yapılan gözle muayene sonucu tespit edilen sorunları ifade eden ve ilgili birimlere iletilen risk raporu var mıdır? Kaç rapor verilmiştir? Bu raporlara göre bakım, onarım, yenileme işlemleri yapılmış mıdır?
- Davada yargılanan sanık Turgut Kurt’un son beş yıl içerisinde hattın kontrol edilmesi amacıyla yol bekçisi kadrosu istihdam edilmesine dair bir raporu var mıdır? Bu rapora göre bir istihdam yapılmış mıdır? Yapılmadıysa sebebi nedir? Bu talebi reddeden sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
- Sanık sorumlu köprü şefinin sorumlu olduğu hat boyunca birçok menfez için “risk taşıyor” gerekçesi ile rapor düzenlediği ama bu raporlara yönelik çalışma yapılmadığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu raporu dikkate almayan kişiler hakkında adli ve idari bir işlem başlatılması düşünülmekte midir?
- Demiryolu standartlarına göre rayların kurulduğu altyapı platformunun genişliğinin 6 metre olması gerekirken, kazanın olduğu yerde bu standarda uyulmadığı, uygunsuzluğun rapor edildiği ancak rapora yönelik tedbir alınmadığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu raporu dikkate almayan kişiler hakkında adli ve idari bir işlem başlatılması düşünülmekte midir?
- YHT hatlarının açılışının siyasi gerekçeler ile aceleye getirildiği, bu sebeple sorumlu müteahhit tarafından tamamlanmamış bir bölgenin idare tarafından eksikleriyle teslim alındığı, müteahhitte 72 gün ek süre verilerek bu süre içerisinde hattın eksiklikleriyle işletmeye açılmasının kabul edildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise, sorumlular hakkında adli ve idari bir işlem başlatılması düşünülmekte midir?
- YHT hattında müteahhit tarafından taahhütleri yerine getirilmeden teslim alınan ilgili bölgede yaşanacak kazalarda tüm sorumluluğu idarenin üstlendiğine dair bir belge imzalandığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise, bu belgeyi imzalayan yetkililer hakkında adli ve idari bir işlem başlatılması düşünülmekte midir?
- Çorlu Tren Katliamı sanıklarından Turgut Kurt’un avukatının mahkeme salonunda bilgisayar sunumuyla desteklediği değerlendirmesinde “Türkiye’de bulunan menfezlerin yüzde 96’sının durumu kazanın yaşandığı menfezden daha iyi durumda değildir” ifadesi üzerine herhangi bir araştırma başlatılmış mıdır?
- Son yıllarda yeni menfez ve köprü yapımı ile mevcut köprü ve menfezlerin bakım, onarım, yenileme ihalelerinin mevzuatın zorunlu gördüğü standartları gerçekleştirecek yeterlilikte uzmanlığı olmayan firmalara verildiği, imalatların bozuk ve eksik yapıldığı, yoğun yağmur alan bölgelerde menfezlerin, balast ve rayların ciddi zararlar gördüğü doğru mudur? Bu iddialarla ilgili herhangi bir araştırma başlatılmış mıdır?