Teklif ile, onaylanmış imar planlarında yeşil alan olarak belirlenmiş bölgelere ilişkin yapılacak plan ve kullanım konusu değişiklikleri ile satış işlemlerinde, belediye meclisinin oybirliği ile karar alması, bu biçimde karar alınamıyorsa ilgili yönetsel düzeyde halk oylamasına başvurulması, karar alınmasına karşın kararın dava konusu olması durumunda bu durumun halk oylaması sürecinin başlaması için yeter koşul sayılması öngörülmektedir.
GENEL GEREKÇE
Son yıllarda, imar planlarında kamu kullanımına tahsis edilmiş ortak kullanım alanlarının belediye meclislerinde alınan imar planı tadilatı kararlarıyla imara açılması nedeniyle, ortak alanların tahrip edildiği, bu yöntemle imar kararlarına aykırı yapılaşmaların yaşandığı, planlara aykırı yapılaşmalar nedeniyle başta ulaşım olmak üzere kentsel altyapı sorunlarının ortaya çıktığı, bazı kişi ve kurumların kayırıldığı, oluşan rant ekonomisiyle haksız kazanç sağlandığı, bölgede yaşayan insanların ve özellikle de kentin mağdur olduğu tartışmaları sıkça kamuoyu gündemine taşınmaktadır.
Haziran 2013’te gelişen ve tüm ülkeye yayılan Gezi Olayları ile kamunun kullanımına açık yeşil alanların plan tadilatlarıyla ranta açılmasına verilen kitlesel tepkiye rağmen, son 2 yılda bu alanların tahribine yönelik yaşanan gelişmeler hız kesmemiştir. İstanbul’da yapımı süren havalimanı, üçüncü köprü ve çeşitli yol güzergahı inşaatları nedeniyle yok edilen milyonlarca ağaç, HES ve termik santral inşaatları gerekçesiyle yapılan doğa katliamları, ODTÜ’de yol yapımı gerekçesiyle kesilen yüzlerce ağaç ve 2-B arazilerinin ekonomiyi canlandırmak amacıyla kontrolsüzce devredilmesi gibi içinden geçilen süreçler söz konusu tahribatların somut örnekleridir.
İmar planı tadilatı sürecinde bölge halkını dikkate almadan, o yörede yaşayan halkın gündelik hayatını ciddi derecede olumsuz etkileyebilecek radikal kararların alınması, iktidarın uygulama vaadi verdiği yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ilkesine dayanan Avrupa Yerel Şartı sözleşmesiyle ve yerinden yönetim anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Bölgede yaşayan halk demokratik olarak kendisine doğrudan danışılmadan alınan kararlar neticesinde çevresine yabancılaştırılmakta ve yöre halkının nefes alma, rahatlama alanı olan sosyal ortamları yani yeşil alanları yok edilmektedir. :
Özellikle yeşil alanların ve parkların “kamu yararı” gerekçe gösterilerek imar plan tadilatları yapılarak yapılaşmaya açılmasıyla, altyapı, ulaşım, çevre sorunları ortaya çıkmakta, oksijen kaynaklarımız yok edilmekte, toprak ve hava kirliliği artmakta; halkın doğrudan yararlanması için tahsis edilmiş spor ve dinlenme alanları ortadan kalktığı için bölge halkı, fizyolojik ve psikolojik olarak gündelik yaşamın stresini üzerinden atamamaktadır. Dolayısıyla tasdikli imar planlarında yeşil alan (aktif yeşil alan, pasif yeşil alan, park, oyun alanı, rekreasyon alanı, toplanma alanı, çocuk oyun alanı, suni göletler, göletler, spor tesis alanları, deprem toplanma alanları, meralar, sit alanları, milli parklar v.b.) olarak kabul edilmiş kamusal kullanıma uygun alanların imar plan tadilatı veya başka gerekçelerle yapılaşmaya açılması, plan değişikliğine gidilmesi, kullanım konusunun değiştirilmesi, takas edilmesi gibi konularda, belediye meclisinde oy birliğiyle almamayan veya oy birliğiyle karar alınsa dahi bölgede yaşayan ve yapılacak değişiklikten etkilenecek olan yurttaşların mahkemelerde plan değişikliğinin iptali ile ilgili yürütmeyi durdurma davası açmaları durumunda, plan değişikliğini planı değiştirmeyi isteyen kurum ölçeğinde (belde belediyesi ‘ise belde halkıyla, ilçe belediyesi ise ilçe halkıyla, büyükşehir belediyesi ise büyükşehir sınırlarında yaşayan halkla, bakanlık ise ülke genelinde) halk oylaması yaparak karara bağlamak demokratik bir karar alma yöntemi olacaktır.
Özellikle yeşil alanlar üzerindeki imar değişikliklerine yapılan itiraz süreçlerinin yeterince dikkate alınmadığı ve itiraz sonuçlarının bölge halkının talepleriyle örtüşmediği gerçeği dikkate alındığında, yapılan itirazlar neticesinde ilgili meclislerin imar değişikliğini karara bağlayamadığı durumlarda bölge halkının kendi yaşadığı çevreyle ilgili “doğrudan” söz sahibi olmasının demokratik bir yönetim ve insanca bir yaşam için hayati önem teşkil ettiği açıktır. Bu kanun teklifiyle imar plan tadilatı yapılması öngörülen: yerlerde insanların sosyal yaşamlarını ve doğal dengeyi korumanın yanında rant ekonomisinin de önüne geçilmesi hedeflenmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Geçerli imar planlarında yeşil alan (aktif yeşil alan, pasif yeşil alan, park, oyun alanı, rekreasyon alanı, toplanma alanı, çocuk oyun alanı, suni göletler, göletler, spor tesis alanları, deprem toplanma alanları, meralar, doğal sit alanları, milli parklar v.b.) olarak geçen alanlarla ilgili plan tadilatı yapılması konusunda son kararın bölge halkı tarafından verilmesi ve bu alanların yok edilmesinin önlenmesi hedeflenmektedir.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
3194 SAYILI İMAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1-3/5/1985tarih ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. Maddesinin (b) fıkrasından sonra gelmek üzere (c) fıkrası eklenmiştir.
“c) İmar plan tadilatları; nazım ve uygulama imar planlarının ihtiyaca cevap vermediği ve uygulamasının problem olduğu durumlarda; planın tümünün veya bir kısmının plan yapım tekniklerine uyularak yenilenmesi sonucu elde edilen plandır. İmar plan tadilatları kanunun (b) fıkrasındaki usuller çerçevesinde yapılır. Ancak tasdik edilmiş imar planlarında yeşil alan (aktif yeşil alan, pasif yeşil alan, park, oyun alanı, rekreasyon alanı, toplanma alanı, çocuk oyun alanı, suni göletler, göletler, spor tesis alanları, deprem toplanma alanları, meralar, doğal sit alanları, milli parklar v.b.) olarak onaylanmış alanlarda herhangi bir plan değişikliği, plan tadilatı, kullanım konusu değişikliği veya satış yapılacaksa, bununla ilgili karar belediye meclisinde oybirliğiyle alınır. Belediye meclisi oy birliği ile karar alamıyorsa değişikliği yapmak isteyen kurum ölçeğinde (belde belediyesi ise belde halkıyla, ilçe belediyesi ise ilçe halkıyla, büyükşehir belediyesi ise büyükşehir sınırlarında yaşayan halkla, belediye sınırları ve mücavir alan sınırları dışında ise il sınırları içerisinde yaşayan halkla, bakanlık ise ülke genelinde) halk oylaması yapılarak karar alınır. Belediye meclisi kararı oy birliğiyle alsa dahi, o kurum ölçeğinde yaşayan yurttaşların sözkonusu kararın iptali veya yürütmenin durdurulması için yetkili mahkemelere başvurarak dava açması, halk oylaması: sürecinin başlaması için yeterli koşuldur. Yukarıda tarif edilen şekilde halk oylaması yapılarak Karar verilir.
Halk oylamasıyla kesinleşen planların bir kopyası Bakanlığa gönderilir.”
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3-‘Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.