KHK ile kamudaki görevinden ihraç edilen akademisyenler pasaport tahditlerinin kaldırılması için Ankara İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne giderek başvuru yaptı.
OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kamudaki görevlerinden ihraç edilen akademisyenler halen süren pasaport tahditlerinin kaldırılması için Ankara İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne giderek başvuru yaptı. Akademisyenlere CHP Milletvekilleri İbrahim Kaboğlu, Ali Şeker, Gamze Taşcer ve Süleyman Bülbül ile HDP Milletvekilleri Saliha Aydeniz, Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Ömer Faruk Gergerlioğlu da eşlik etti.
“Tahditler eğitim, çalışma ve sanat hak ve özgürlüklerimizi engellemektedir”
Başvurunun ardından Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent, ihraç edilmiş akademisyenler adına basın açıklaması metnini okudu. Demirkent haklarında herhangi bir mahkeme ya da hakimlik kararı olmamasına rağmen birçok meslek grubundan çok sayıda insanın mağduriyet yaşadığını belirtti. Demirkent, “Bu tahditler eğitim, çalışma ve sanat hak ve özgürlüklerimizi engellemektedir” dedi.
Demirkent, tahdit kararlarının İçişleri Bakanlığı’nın idari bir kararına dayandığını belirtti. Demirkent, Soylu’nun TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 15 Kasım 2018 tarihli oturumunda “Özellikle idari tahditler konusunda da elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, diğeri kanun meselesidir. Yani adli tarafın verdiği, mahkemelerin verdiği kararla ilgili düzeltmeyi mahkemeler yapmak durumundadırlar “dediğini anımsattı.
Demirkent sözlerine şöyle devam etti:
Bu açıklamalara rağmen pasaportlarımız üzerindeki tahditler halen sürdürülmektedir. Bugüne kadar iktidara ve politikalarına eleştirel bir perspektiften karşı çıkan; akademik-bilimsel çalışmalarını insan, toplum ve doğa yararına sürdüren ve içinde barış bildirisi imzacısı biz akademisyenlerin de yer aldığı çok sayıda bilim insanının ağır bir hukuksuzluk ve haksızlıkla karşı karşıya olduğu açıktır. Akademisyen ihraçlarının başladığı 1 Eylül 2016 tarihinden bu yana 28 ay geçmiş bulunmaktadır. Bu uzun süre boyunca bir hakimlik veya mahkeme tarafından konmuş bir yurtdışı yasağı yokken, pasaportlarımıza konulan şerhlerin ve yeni pasaport alma başvurularımızın gerekçesiz bir şekilde reddedilmesinin nasıl bir meşru nedeni olabilir? Pasaport tahditleri neden sürdürülmektedir?
Bu gayri-hukuki ve gayri meşru tahditler kaldırılmalı, pasaportlarımız geri verilmeli ve yeni pasaport almak üzere yaptığımız başvuruların gereği yapılmalıdır.
“Yetkilileri göreve çağırıyorum”
Demirkent’in ardından söz alan Kaboğlu konuşmasında “Anayasamızın 23. maddesine göre herkesin seyahat özgürlüğü var, tek sınır mahkeme kararıdır, böyle bir karar olmaksızın pasaport tahditlerinin olması hukuksuz bir işlemdir. İçişleri Bakanı’nın da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda beyan ettiği üzere, bu tahditlerin biran önce kaldırılarak hayata geçirilmesi için yetkilileri göreve çağırıyorum” dedi.
HDP’li Gergerlioğlu da “Hepimiz duyarlı insanlarız farklı farklı partiden milletvekilleri olarak bir araya gelerek iki buçuk yıldır süren bu haksızlığın tüm bilim insanları ve KHK’liler için de talep ediyoruz” dedi.
Sendika.Org