ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Madenlerin sahibi biliyorsunuz devlettir ve redevans işletmelerinin devri suretiyle de şirketlere burayı işlettirir. Soma’da ve Ermenek’te Uyar Madenciliğin çalıştırdığı işçiler sonuçta mağdur oldular ve şirketler aradan çekildi, devletle muhatap hâle geldiler ve Ankara’nın kapılarına kadar gelip 30 kilometre mesafede burada bir direniş sergilediler ve oradan başkent Ankara’ya alınmadılar. O gün görüşmeye gelenler burada Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Grup Başkan Vekilleriyle de görüştüler, Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri zaten hep yanlarındaydı ve bu sorun çözülsün istiyorlardı. Bu hafta çıkacak torba yasa içerisinde de bu arkadaşlarımızın sorunları çözülsün istiyorduk. Onlar bu hafta, tekrar gelmek üzere geri döndüklerinde maalesef 20 kilometre kala hayatlarını kaybettiler. Ali Faik İnter ve Tahir Çetin gencecik yaşlarında bu mücadele uğruna hayatlarını kaybettiler. 888 maden işçisinin aileleri de bayram yapmayı bekliyor. Bizler bayrama giderken bu yasa çıksın diye biraz önce bir madde ihdasıyla ilgili önerge verdik, maalesef bu önergeyi de kabul etmediniz, reddettiniz. Daha önce defalarca söz verildi bu arkadaşlara, bu sözler yerine getirilmedi. Artık diliyoruz ki bu sorun bu bayrama girmeden çözülsün, o söz verenler, sözlerini yerine getirsinler, daha fazla mağdur olmasın. O, iki gözü görmeyen Ali Kandemir, iki ayağı olmayan İdris Sarıkaya burada çok onurlu bir direniş sergilediler ve bunlar hâlâ görmezden geliniyor. Biliyorsunuz bu süreçte asıl derdiniz bu halkın gerçek sorunlarını çözmek değil, OHAL’i uzatma peşindesiniz. Ortaya karışık bir torba yasa teklifi getirdiniz ve temel kanun muamelesi yaptırmaya çalışıyorsunuz, temel kanunmuş gibi bunu kabul etmemizi bekliyorsunuz. Hâlbuki, daha önce de söyledim, hukuk fakültesinde buna “Temel kanun.” diyen hukuk fakültesinde sınıfta kalır, siz de sınıfta kaldınız kanun yapma tekniği açısından.
Muğla, turizm ili. Muğla bizim en gözde illerimizden biri ama Milas’ta Datça’nın, Bodrum’un yanı başında, oralarda ormanlar yağmalanıyor, ormanlara kıyılıyor. Muğla’nın ormanlarının yüzde 65’i en yaşlı karaçam ağaçlarının bulunduğu ormanlar. Kartal Gölü maalesef tamamen madenciliğin hizmetine açılmış durumda. Biz buralardaki ormanları kaybettiğimizde, biz buralarda kıyıları yağmaya, talana açtığımızda artık oralarda turizm imkânı kalmayacak, oradaki halk da fakirleşmiş olacak.
Limak-İçtaş, Akbelen çam ormanlarını, İkizköy’ü yok ediyor, oradaki orman örtüsünü tamamen ortadan kaldırıyor, bir avuç kömür uğruna.
Kaz Dağları da altın madeni için talan edildi. Yirmi beş yılda, senede sadece 2 milyon dolar devlete katkı payı -o da gelirse- verilecek diye Kaz Dağları’nı yok ettiniz ama Kaz Dağları’nı, 200 milyon dolar verseniz bir daha yerine koyamazsınız.
Bir yandan, Saros’a FSRU limanı yaptırıyorsunuz, platform yaptırıyorsunuz; Gediz, Ergene, Nilüfer çayları artık zehir akıyor.
Alemder II gemisi bir araştırma yaptı, İstanbul Üniversitesine bağlı, dedi ki: “Marmara Denizi’nin dibinde artık hidrojen sülfür var.” Hidrojen sülfür oksijenin tükendiğini, canlılığın tükendiğini gösteriyor. Bu bir dönüm noktası; Marmara’nın derin bir ölüme sürüklendiğini gösteriyor, Artık Marmara’ya daha fazla yük vermememiz gerekiyor.
Afganlı göçmenler başkente kadar geldi ve Millî Savunma Bakanlığı da burada bunları sınırdan geçirmemek yerine, Afganlıların ne kadar iyi olduğunu, ne kadar iyi dostlarımız olduğunu anlatan broşürler bastırıyor, İletişim Başkanlığıyla birlikte ortak çalışma yürütüyor.
Tütün üreticilerinin hepsine ceza getirecek bir kanun getirdiniz 2017’de. Bunu yapmayın dedik. “Tütün üreticileri bunun sonucunda hapislere girecek.” dediniz, şimdi bir erteleme yapıyorsunuz ama yine toptan kaldırmayı düşünmüyorsunuz.
Sağlık çalışanları için Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesiyle ilgili teklif verdik, bu teklifleri reddettiniz. İlle de illiyet bağı aranıyor ve birçoğu mağdur oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Pandemi nedeniyle kapatılan, kapatılmak zorunda bırakılan iş yerlerinin gelir kaybıyla ilgili olarak dedik ki ne kadar ciro kaybı olduysa ciro kaybı oranında devlet hazineden bu kişilere destek versin çünkü bu işletmeler açılırken kapanacak, çünkü bu işletmeler bu kiraları ödedikleri için artık kendi işletmelerini devam ettirecek sermayeleri kalmadı.
Emeklilikte yaşa takılanlara kanun çıkartalım dedik, yok saydınız.
3600 ek göstergeyi, gelin, hep birlikte çıkartalım dedik, onu da yok saydınız.
Meclisin kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi’ni bile tek imzayla kaldırdılar, siz sesinizi çıkartmadınız.
Meclis üzerine düşeni yapsın, halkın sorunlarıyla ilgilensin, sarayın OHAL’leri için burayı toplamayın.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)