ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, turizmi teşvik etmek istiyorsanız şu ana kadar yaptıklarınızı yapmamanız gerekiyor. 2014’teki rakamlara hâlâ erişmiş değiliz. O rakamlar sonra geriledi, geriledi ve şu anda geldiğimiz noktada, 2020’de 12 milyar dolara düştü turizm gelirlerimiz. Daha önce, İngiltere’den, Hollanda’dan, Belçika’dan, Fransa’dan turistler gelirken şimdi Suriye’den, Afganistan’dan, Pakistan’dan ve diğer Arap ülkelerinden geliyor turistler ve gelen bu turistlerin de kişi başına döviz bırakmaları çok daha düşük. TÜİK verileriyle 2019’da 34,5 milyarken 2020’de 12 milyar dolara düşen bu gelir neticesinde “Nerelerde hata yaptık?” diye bakmanız gerekiyor. İstanbul gibi güzelim yeri, Beyoğlu gibi güzelim yeri turistlerin cazibe merkezi olan yeri maalesef perişan ettiniz yaptığınız uygulamalarla. Ne yaptınız? “Saat on ikiden sonra müzik yasak.” dediniz ve turist gelsin diye turizm teşvik yasası çıkarıyorsunuz. Türkiye’nin en güzel yerlerinde bulunan sosyal tesisleri, denize sıfır eğitim kamplarını, yüzlerce dönüm arazisini, on binlerce metrekare kapalı alanlarını satmak için düzenleme getiriyorsunuz ve ihaleye çıkardığınız bu sosyal tesislerde daha önce üniversite öğrencileri burada tatil yapıyordu, jandarma tatil yapıyordu, emniyet görevlileri burada tatil yapıyordu, gazilerimiz burada tatil yapıyordu. “Siz oralarda dinlenmeyin, biz oraları satacağız.” diyorsunuz. Bir kişinin tatil yapması için yazlık, kışlık saraya 1 milyar TL’ye yakın para harcıyorsunuz yani 1 katrilyon lira ama milyonlarca kişinin yararlandığı o sosyal tesisleri birilerine peşkeş çekmek için ihaleye çıkarıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Sizin, bu süreç içerisinde yaptığınız işlerden birisi de daha bu gece TRT’nin başına getirdiğiniz kişi. Ne dedi? “Erdoğan çok çalışkan bir Başkan, arada nefes alsın.” diyerek yazlık sarayı öven Hilal Kaplan TRT’ye Yönetim Kurulu üyesi oldu. 15 Temmuzun yıl dönümüne bir gün kala yapılan manidar bir atama. Daha önce ne demiş Hilal Kaplan? “Fetullah Gülen’e edilen sözleri kendime edilmiş gibi incitici buluyorum.” Bu incinen kişi incinmesin diye TRT’nin Yönetim Kuruluna getirdiniz. Kendi tekelinizdeki bir medyayla seçime gitmek istiyorsunuz. Kendi istediğiniz gibi kuralların olmadığı bir OHAL rejimi içerisinde seçim dayatmak istiyorsunuz. Türkiye’nin bu şekildeki demokrasi karnesiyle bir de turist gelmesini bekliyorsunuz. Eğer siz demokrasi liginde geriye giderseniz, turizm liginde de geriye düşüyorsunuz. Türkiye’nin önce demokrasisini tamir etmesi gerekiyor; OHAL rejimini tekrar getirme değil, demokrasiyi nasıl getireceğini düşünmesi gerekiyor. Siz sonsuz bir iktidar hedefliyorsunuz. Daha önceden de sonsuz iktidar hedefleyen siyasi partiler siyaset sahnesinden silindi. Bunu da göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
Bir yandan doğayı tahrip ediyorsunuz. Marmara Denizi müsilajla, artık, içine katılan pislikleri kaldırmıyor, altına süpürülen kanalizasyonları taşıyamıyor ve böyle bir doğada nasıl turist gelsin Marmara’ya, İstanbul’a ve Türkiye’ye.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) – “Temel atmama töreni”nden de bahset, “temel atmama töreni”nden de bahset!
ALİ ŞEKER (Devamla) – Evet, geldiği gün, Dünya Bankasından parası, kredisi hazırken 3 tane biyolojik arıtma tesisini yapmayanlardan biyolojik arıtma öğrenecek hâlimiz yok. (CHP sıralarından alkışlar)
Bir yandan Dipsiz Göl’ü kurutup diğer yandan da Tuz Gölü’nün suyunu alıp oradaki allı turna yavrularının ölmesine sebebiyet verenlerden, görevlerini yapmayanlardan öğrenecek çevreciliğimiz yok. (CHP sıralarından alkışlar) Hacı Taşan’ın “Bizim ele varırsan şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle.” dediği allı turna yavrularının binlercesini birkaç gün içerisinde kaybettik. Tarım Bakanlığı bu konudaki görevlerini yerine getirmediği için bunları yaşıyoruz.
Eğer Türkiye’ye turist gelecekse o billur akan ırmaklarını tekrar billur akan hâle getirmek gerekiyor, denizlerini temiz tutmak gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİH CORA (Trabzon) – Sözcü yazarından kopya çekiyorsun, Yılmaz Özdil’in sözcülüğünü yapıyorsun!
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Siz de bunların temiz tutulması yerine, sıfır maliyetliymiş gibi bunları, bütün o kirlilikleri doğaya boca ederek o güzelim doğamızı tahrip ediyorsunuz; o güzelim derelerimize HES’ler yaparak oradaki balıkları da öldürüyorsunuz. Daha bir hafta önce Küçükçekmece Gölü’nde balıklar öldü, bütün o balıklar kıyıya vurdu, seyrettiniz; üç gün önce de orada martılar ölmeye başladı. Bu ülkede artık martı yaşayamıyor. Bu ülkede artık allı turnalar yaşayamıyor. Artık kendinize bir çekidüzen verin, doğayı daha fazla tahrip etmeyin diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP, HDP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)