CHP GRUBU ADINA ALİ ŞEKER (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanlar; öncelikle tüm emekçileri ve sağlık emekçilerini saygıyla selamlıyorum. Daha fazla hekimimizi, sağlık çalışanımızı, vatandaşımızı pandemi ya da sağlık sistemindeki sorunlar nedeniyle kaybetmememiz için sürdürülebilir bir sağlık politikası ve bu politikayı uygulayabilecek, halk sağlığını önceleyen bir bütçeye ihtiyacımız var.
116 milyar lira olan Sağlık Bakanlığı bütçesi Meclise geldiğinde dolar kuru 9,19’du yani 12 milyar 613 milyon dolar olan bütçe, Komisyon aşamasında 9 milyar 600 milyon dolara düşmüştü; bugün, Genel Kurul aşamasında ise kur 13,88 yani bütçe 8 milyar 357 milyon dolara düştü. Daha yıl başlamadan 4 milyar 256 milyon dolar, 116 milyar liranın yarısından fazlası -59 milyar lirası- uçtu gitti. İlaç dolarla; cihaz, tıbbi malzeme euroyla; beton Türk lirasıydı, bu kamu-özel iş birliğiyle onu da dolara çevirdiniz, o da dolara döndü.
Sağlık personeli için bütçeye ihtiyaç vardı, yeni sağlık personeli alımı için. Sağlıkçılarımızı yabancı ülkelere kaptırmamamız gerekiyor ancak ne yazık ki 2022 yılı bütçesini kötü ekonomi yönetimi, belirsiz kur baskısı, yanlış politikalar nedeniyle konuşmak durumdayız ve bunu düzeltmek durumundayız. Sağlık Bakanlığı bütçesine baktığımızda yanlış ekonomi politikalarında sergilenen ısrar neticesi, koruyucu halk sağlığı hizmetlerine bütçe kalmamıştır. Sağlık Bakanlığı bütçesi hızla, şehir hastaneleri bütçesine dönüşmektedir eurodaki, dolardaki bu artış neticesi. 2022 yılında pandeminin daha da artacağı göz önüne alındığında, günde de 200 kişinin -bugün dâhil- resmî rakamlara göre PCR pozitif olanları, pozitif olmayanları ve Covid’e bağlı hastalıkları da göz önüne aldığımızda hayatını kaybeden yaklaşık 500 yurttaşımız var her gün ve bizim 100 liradan sağlığa ayırdığımız pay sadece 6 lira 60 kuruş.
Bizim bu bütçeyle bu önümüzdeki süreci yönetmemiz mümkün değil. Hekimlerin özverisiyle bugünler geçiyor ama artık bıçak kemiğe dayanmış durumda; hekimler, sağlık çalışanları artık tükenme eşiğini geçmiş durumda. Yurt dışına gitmek için çalışma başvurusu yapan hekimlerin durumu bunu bütün açıklığıyla ortaya koyuyor. 2012’de sadece 59 hekim yurt dışına gitmek için başvurmuşken bugün -2021’de- daha yıl bitmemişken 1.270 hekim -yani her gün 4 hekim- yurt dışına gitmek için başvuru yapıyor; böylesi bir durumda sağlığımızı nasıl koruyacağız?
Değerli arkadaşlar, bizim Cerrahpaşa, Çapa ve Hacettepe yıllık 1.133 kişiyi mezun ediyor toplamda ama biz 1.270 hekimi yurt dışına kaptırıyoruz, bunlar da yetişmiş ve Türkiye’nin en nadir bulunan hekimleri maalesef. Bizim, bu süreçte, hekimleri tutacak iyileştirmeleri mutlaka yapmamız gerekiyor. On iki-on üç sene eğitim alan bir uzman hekim 850 dolar emekli maaşı alacak diye kıyamet koptu, hâlbuki “İlim, itibar görmediği; sanat, takdir edilmediği yerden göç eder.” demiş İbni Sina; biz bunları, sağlığımızı göz göre göre kaybediyoruz ama bir şey yapmıyoruz. Her yıl mezun ettiğimiz hekimlerin yüzde 10’dan fazlasını biz maalesef yurt dışına kaptırıyoruz. Bizim, Meclis olarak da bu sistematik kötüleşme durumuna karşı bu düzeltmeleri bir an önce gündemimize alıp yapmamız gerekiyor; bu bütçeden hemen sonra mutlaka sağlık çalışanlarının, hekimlerin hak ettiği iyileştirmeleri hep beraber yapmak zorundayız.
Sağlıkta şiddetle ilgili bir yasa çıkardık, “Yeterli değil; onu yeterli hâle getirelim.” demiştik, maalesef yapılmadı. Daha Cerrahpaşada çocuk sağlığı kliniğinde, geçtiğimiz hafta, aynı gecede 4 tane saldırı vakası yaşandı.
Bir yandan, sağlıkçıların üzerinde duran Malpraktis baskısı var ve bu Malpraktis baskısı neticesinde insanlar, hekimler artık hastaya dokunamaz hâle geldi. Ve önceden “primum non nocere” diye diye bir şey vardı, hekimler “Önce zarar verme!” derdi; şimdi önce zarar görmemek için -“defansif tıp” dediğimiz- hastaya dokunmuyor, hastaya dokunmadığında da hasta maalesef sağlığından oluyor.
Özellikle TUS’un ikinci döneminde bazıı branşlara -çocuk sağlığı hastalıkları gibi, genel cerrahi gibi, beyin cerrahi gibi branşlarda- maalesef artık insanlar, hekimler başvurmuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi.
ALİ ŞEKER (Devamla) – Hekimler buralara başvurmadığı için de bu kadrolar boş olarak devam ediyor. Geçen yıl 800 kadro bu şekilde boş kaldı, bir dönemde başvurular karşılık bulmadı. Bizim bu riskli branşlardaki hekimlerin tekrardan burayı tercih edebilmesi için tekrardan bazı düzenlemelere gitmemiz gerekiyor.
Bir yandan da psikiyatri yasasının yani ruh sağlığı yasasının çıkması gerekiyor. Daha geçtiğimiz günlerde yatması gereken bir psikiyatri hastası yatırılmadığı için, yasalardaki boşluktan dolayı bir genç kızımızı kılıçla katletti. Bir başka kişi de bir çocuğu, bir gencecik öğrencimizi “deccal” diyerek katletti. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için ruh sağlığı yasasının bir an önce çıkartılması gerekiyor, Meclise de bu konuda görev düşüyor.
Bizim bu saatten sonra yapacağımız sağlıkçıların şartlarını iyileştirmek. Bu giden hekimler sadece kendileri gitmiyor, Türkiye’nin sağlığı da gidiyor. Görev de hepimize düşüyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)